Kaplumbağalar, Fakir Baykurt'un sembolik olarak nitelendirilen eserlerinden birisi. Başkent'in kıyıda köşede kalmış, bakımsız, susuz, kurak Tozak köyünün art niyetsiz, çalışkan insanlarının el birliği ile yaptıkları yıllarca emek verdikleri bağlarının, beklenmedik bir anda ellerinden çıkışı anlatılmakta eserde. Kitabın Kır Abbas'ına ayrıca değinmek istedim. Kendisine kitabın başında ve bazı bölümlerinde, ağzının bozukluğu ve huysuzluğu yüzünden ön yargılı olsamda, kitabı bitirdiğimde bambaşka bir karakter(bilge bir kişilik) bırakmış oldum zihnimde. Kaplumbağalar kitabı ile her karşılaşmamda ilk olarak Kır Abbas'ın elini beline verip yürüyüşü canlanacak gözümde. Herkese iyi okumalar dilerim. "Saçı ne baba?" "Saçı kızım, anana sor!" Saçı kızım, çok eski bir gelenek, parasız vermek! Üzümü parasız veriyorlarmış köylüler! " "Aaa, üzüm parasız verilir mi babacım?" "İşte mesele orda ya! Bu halk öyle gönlü yüksek, öyle asil ki, bak neler yapıyor! Bak bak, ta üç saat ötedeki köyden yürüyüp şoseye iniyor. Tanımadığı, bilmediği insanlara üzüm dağıtıyor; parasız! Bu halk böyle asil bir halk Lütfiye Hanım'cım; ama ne yaparsın, sahibi yok!"

KaplumbağalarFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20063,444 okunma

··

51 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.