“Selvi boylum al yazmalım benim...”
Kitaba başladığımda İlyas’a hayran kalmıştım. Ama kitabın ortalarında İlyas sadece Asel’i değil beni bile hayal kırıklığına uğrattı.
Hırsın uğruna her şeyi kaybettin İlyas. Aşk sadece cesur olmayı değil, emek vermeyi de gerektiriyor İlyas.
.
Asel çok sevdi İlyas’ı. Bundan bir şey diyemedi. Sustu.
Asel’in suskunluğu o kadar güçlüydü ki, beni de susturdu. İlyas’a çıkarılacak çok ses varken, kocaman bir sessizlik etrafa büründü.
..
“Selvi boylum al yazmalım” diyince gözümde canlanan tek şey ; kırmızı bir kamyon, güzel bir kadın ve iki erkekti. Güzel bir aşk yaşanıyor sanıp oradaki diğer erkeğin (Baytemir’in) ne işi var derdim.
.
Meğerse asıl sevgi Baytemir’deymiş. Asıl emek onun gönlünde, onun kalbindeymiş.
Baytemir büyük bir acı yaşayan ama asla karakterinden ödün vermeyen yürekli biriymiş.
..Baytemir sevdi Asel’i. Emek vererek, gönül vererek...
.
.
Sevgi neydi ? Sevgi, sahip çıkan insan eli, sevgi emekti.