Hayal Otel’in ilk öyküsünü okuduğumda gerçeküstü bir öykü evreniyle karşılaşacağımı düşündüm nedense.
Sonraki öykülerde böyle olmadığını, kitapta gayet gerçekçi öykülerin yer aldığını gördüm.
Aslında öyküden çok bir novella gibi geldi kitap bana.Her bir öykü birbirine dokunuyor, dahası olay sürekliliği taşıyor.
Yeni bir yaşamın başlangıcının eşiğinde olan Feryal ile İsmet, her bir odasına bir bitkinin adını verdikleri on iki odalı bir otel açmaya çalışırlar.Açma çalışmalarını yürütürken, öyle ya da böyle kendileri gibi yeni başlangıçların peşinde olan müşteriler ve otelde çalışmak isteyen bir çift otelin kapısını çalar.
B.Nihan Eren sözcüklerle bir sinema filmi yaratmış.Asılmamış Hayal Otel tabelasını bile gözlerimle gördüm sanki.