Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

. Insan bir at görür -ama mükemmel olmyan bir at (mesela at biçiminde bir kurabiye). Bu ruhun bir zamanlar idealar dünyasında görmüş olduğu mükemmel ati belli belirsiz hatırlaması için yeterlidir. Böylece ruh asıl evini özlemeye başlar tabi. Platon bu özleme eros diyordu. Bu sözcüğün anlamı sevgidir. Yani ruh kendi asil kökenine yönelik bir tür "aşk dolu özlem" hissetmeye başlar. Artık bedeni ve duyusal olan her şeyi yetersiz ve önemsiz saymaktadır. Sevginin kanatlarında idealar dünyasındaki "yuvasina" uçmak ister. Bedenin zindanından kaçıp kurtulmayı arzular. Hemen belirteyim ki, Platon burada ideal bir yaşam öyküsünü betimlemektedir. Çünkü her insanın ruhunu idealar dünyasına doğru yolculuğa çıksın diye serbest bırakmadığı açıktır. Çoğu insan ideaların duyular dünyasındaki "yansımalarına" takılıp kalır. Bir at görür bu insanlar -ve sonra bir at daha görür. Ama bütün atlanın kötü bi rer kopyası olduğu şeyi göremezler. (Mutfağa dalıp, bunlar nereden geliyor diye sormadan, insan biçimli kurabiyelere yumulurlar.) Pla ton'un anlattığı ise filozofların yoludur. Onun felsefesini bir filozofun faaliyetinin betimlemesi olarak anlayabiliriz. Bir gölge göründüğünde Sofie, bu gölgeyi düşüren bir şey oldu ğunu düşünürsün sen de. Örneğin bir hayvanın gölgesini görürsün. "Galiba bir at bu" diye düşünürsün, ama tam emin olamazsın. Onun için de dönüp bakarsın hayvana. Tabii hayvanın kendisi o titrek at gölgesinden çok daha güzeldir ve kesin hatlara sahiptir. BU YÜZDEN PLATON DOĞADAKİ TÜM GÖRÜNGÜLERİ EBEDİ BİÇİMLERİN YA DA IDEALARIN GÖLGELERİNDEN İBARET SAYIYORDU. Ama bir çokları gölgeler arasındaki yaşamından memnundur. Gölgeleri düşüren bir şeyler olması gerektiğini düşünmezler bile. Var olan her peyin bu gölgelerden ibaret olduğuna inanırlar öyle olunca da gölgeleri gölge olarak algılamazlar. Bu yüzden ruhlarının ölümsüz oldugunu da unuturlar.
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.