Orhan Pamuk büyük adam! Büyük yazar! Ondaki yazarlık heyecanı, o çocuksu tutku hem eserlerine yansımış, hem de onlara duyduğu güvene. Ben yazarın altyazı geçmesini, açıklama yapmasını sevmem normalde "flash tv oyunculuğu" gibi kitapları. Okuyucu olarak kitap bitince dahi düşünmek, okuyan insanlarla kitabı tartışmak hoşuma gider.
Masumiyet Müzesi öyle içime işlemişti son cümlesinde öyle bir yutkunmuştum ki onunla ilgili diğer eserlerini okumak -fazla konuştuğu halde yazar- hoşuma gitti. Şeylerin Masumiyeti de var sırada, onunla beraber bu müze kitap projesi kapsamında dört ürün meydana getirmiş Pamuk.
Masumiyet Müzesi değil de projenin nasıl belirdiğini ve bu proje hakkindaki bir belgeselin nasil tasarlandığını anlattığı detaylı bir sahne arkası okumak gibiydi. Belgesel dış sesi için ihtiyaç duydukları karakteri de gene romandaki bir karakteri seçerek hayata geçirmişler.
Evet romanı okumuş olmak bence şart. Bu tip kitaplara şöyle bakmak lazım; bir romanı çok sevdiniz ve roman hakkındaki incelemeleri okumak için 1000kitap'a bakıyorsunuz ya hani işte direkt birinci ağızdan bir inceleme gibi ilk bölüm. Belgeselci ile yapılan röportajın bulunduğu son bölüm biraz ağır okunuyor ama gene de önceki bölümlerin hatırına okunur.