Kitabın başlarında "ben bunu asla bitiremeyeceğim, anlamıyorum" derken son 60 sayfasını su gibi okuyup "keşke bitmese" dedim. Sondaki çocuklarının mektuplarına bayıldım çünkü. Çok içten, doğal, gündelik hayatlarını anlatan 3 kardeş. Sırf bu kısım kitaba vereceğim puanı arttırdı.
Sıkılmamın sebebi, kitapta yer alan eski kelimeler, felsefi terimler vs. Felsefeden anlamadığım ve hoşlanmadığım için buralar bana işkence gibi geldi. Aradaki anlaşılır kısımlar olmasaydı kitabı yarıda bırakacaktım. Ama iyiki bırakmamışım ve son 60 sayfayı okumuşum.
Hapiste olan bir babaya nasıl mektup yazılır ki?
Çok iyiydi, kitap genel olarak da iyiydi. Mezarını ziyaret edip hiç tanıma fırsatım olmayan Aliya İzzetbegoviç ile de böyle tanışmış oldum. Çok da güzel oldu. O minik Bosna seyahatimi anmış oldum ve iyi ki dedim.
Teşekkürler, inşallah tekrar buluşuruz.