Hayal mi? Gercek mi? Belli olmayan bir kahramanla bir hayat sorgulamasına iyi başlayan bambaşka bir bakış acısıyla, hayatı kavrayışımız ve yaşayışımızı tamamen değiştirecek birşeyler anlatmaya çalışan bir kitapken, ortalarından sonra tekrara düşüyor. Ortalarına kadar kendimi, hayatımı, hatalarımı, başarı ve başarısızlıklarımı sorguladığım bir kitapken şirketler konusuna değinince acaba sonu nereye varcak şüpesiyle devam ettim. Şirketlerin sürekliliği ve ölümsüzlüğü konusundaki fikri ve arayışı benim hoşuma gitmedi. İlerleyen bölümlerde kişinin ölümsüzlüğünden (ki burada Epikuros'un ölümden ve sonrasından korkmanın mutsuzluğa ittiğini düşündüğü için Epikuros insanın bundan sıyrıması gerektiğini düşünür. Bu fikriyle Epikuros'u andırır.[tahminimce oda bunu amaçlamış] ) şirketlerin ölümsüzlüğüne geçmesine şaşırmadım. Stoa felsefesine değinip doğacıların (doğa kanunları, kadere boyun eğme, doğa durumunda yaşam, duyulardan arınma vs. ) doğayla uyum içinde yaşma fikri ve ölümsüz (sonsuz) şirket anlayışı (Sınırlı kaynaklarda sınırsız yaşam.) bana biraz çelişkili geldi. Kendi ontolojik fikri ile biraz uyumlu olabilir belki ama varlık konusundaki fikrinide net anlamış değilim. Biraz Platon biraz Aristotales. Kitabın şirketlerin bu öğretiyi (uzu uzadıya kitapta anlatılan) yayma aracı olacagını söylemesiyle kapanış yapıldı. Yinede sorgulayıp kendinze bir şeyler katabileceginiz, kendinizi, hayatı, hatalarınız sorgulayabilecegimiz; kölelik, role/maskeye bürünme, kendimizi bir kafesten alıp bir başkasına sokmamız, bagımlı olama üzerine düşünceleri okumaya değer, cımbızla çekip alıp 'haklı' kesinlikle böyle olmalı, olmalıyız, gercektende öyle oluyor haa! diyebileceğiniz güzel konular var. 250'e kadar okuyun. :)

Tanrılar OkuluStefano D'Anna · Sinedie Yayınları · 20114,282 okunma

·

68 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ahmet tosun