Işıklar Ülkesi’nin küçük şehirlerde yaşayan insanların şiddet ve rutin olaylara tepkisi ya da tepkisizliğini sunma biçimi, fantastik ile gerçeğin arasında bir sarkaç gibi ilerlemesi ve özüne insanı yerleştirmesi, suç kavramını çocuklar üzerinden tanımlaması gibi etkileyici fikirleri olsa da romanın vardığı nokta beklentilerin bir miktar altında kalıyor.