Bugüne kadar okuduğum Dostoyevski kitapları içinde en eğlenceli olanı bu kitaptı. Rus taşra sosyetesinin, hırsının, arsızlığının, menfaatlerinin ve çıkarlarının uğruna yaptıkları komik denebilecek planlarının anlatıldığı, yozlaşan toplum yapısını gözler önüne serdiği roman bana biraz da Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın kitaplarını anımsattı.
Kibirli, kendi çıkarları uğruna herşeyi yapabilen Marya Aleksandrovna ; artık bunamış yaşlı lakin zengin Prens ile yirmi üç yaşındaki güzel kızını, prensin mal varlığına sahip olmak için evlendirmek ister. Sadece bu planları yapan Marya Aleksandrovna da değil, sosyetenin önde gelen kadınlarının pek çoğunun hedefi aynıdır. Hal böyle olunca da bu kadınlar arasında yaşlı prensi kapmak ve kandırmak için ahlaksızca bir yarış başlar.
Sıradan bir öğretmene aşık olan fakat bu aşkında hüsrana uğrayan bu sebeple de kimsenin evlenmek istemediği Zina, Marya Aleksandrovna 'nın kızı ve planlarının baş kahramanıdır.
Tabi bir de Mozglyakov vardır ki ben saf mı, kurnaz mı olduğunu çözemedim, Mozglyakov da Prens' in yeğeni olduğunu iddia etmektedir.
İşte tüm bu kirli planların ve arsızlığın anlatıldığı bir roman Amcamın Rüyası.