Merhabalar arkadaşlar... İlk kez bir kitaptan ne anladığının çok da farkında olmadan, tamamen içinden gelen sesin, "yazmalısın" baskısını dinleyerek yazmaya karar verdiğim bir inceleme olacak. Neden böyle söyledim hemen anlatayım : Her zamanki gibi kitabı büyük bir zevk ve heyecanla okumaya başladım. İlk sayfalarda dedim ki : " Çapkın bir denizcinin macera hikayelerini okuyacağım." Lakin sayfalar ilerledikçe, "Yok" dedim. " Öyle değil." Fakat bu kez de konuyu anlamamaya başladım. Aslında anlaşılır bir dil kullanılmasına rağmen, anlayamadığım bir konu karışıklığı hüküm sürüyordu kitapta. Aklım karıştı. Aklımda bir fikir oluşmadıkça, kendi kendime sinirlendim. Ve ilk yüze yakın sayfada, kitapla aramda bir çatışma başladı diyebilirim. :d :d Daha sonraki sayfalarda ise konu biraz daha netlik kazanmaya başlıyor ve bir fikir edinmeye başlıyorsunuz. Sonuca gelecek olursak : Kitapta, şehrin en güçlü, yakışıklı adamı olarak bilinen kahramanımızın yaşam hikayesi, mücadelesi, ve ciddi anlamda susuzlukla mücadele edilen, kuraklık ve kuraklıktan kaynaklı açlığın hüküm sürdüğü sefalet içinde zor bir zamandan bahsedilmektedir. Bu kuraklık nediyle, bağlı olduğu toprağı terk etmek zorunda kalan kahramanımızın, ödemek zorunda kalacağı bir bedel bekliyor bizi kitabın sonunda. Değinmek istediğim bir konu da ; zaman zaman kitapta karşılaştığım betimlemeler gerçekten güzeldi. Hemen insanın hayal dünyasında bir görseli canlandırabilecek nitelikte betimlemeleri ben beğendim. Velhasılı kelam benim kitaptan çıkarımlarım bunlarla sınırlı kaldı. :)) Eğer ki, kitap hakkında farklı düşünce ve inceleme ile karşılaşacak olursam zevkle okuyacağım. Keyifli okumalar dilerim. :))

Kardeşim Rüzgar Kardeşim DenizJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 20212,278 okunma

··

169 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.