Öncelikle belirtmek isterim ki; genel anlamda bu kitap, acımasızca yapılan eleştirileri kesinlikle hak etmiyor. Kitabın en beğenilen incelemesi ise kitabı dahi okumayan bir arkadaş tarafından yapılmış bir inceleme olması da zannediyorum ki sitenin çok büyük bir ayıbı. Biz kitapseverler olarak hangi ara bir emek karşısında bu kadar saygısız, kaygısız ve acımasız olduk.
Sitemkâr ve gergin bir başlangıç yaptığımın farkında olmakla beraber kitap hakkındaki düşüncelerime geçmek istiyorum. Kitap, bir kalp rahatsızlığı sonucu Ferrari’sini satan bir avukatın, Hindistan’a yaptığı ziyaretle hayatına kattığı disiplin ve kaliteyi biz okurlara yansıtmaya çalışıyor. Yansıtıyor da. Öyle ki kitabı okurken doğa ile alakalı öylesine güzel tasvirlerden sonra hafta sonu bir doğa gezintisi yapmamam imkansızdı.
Kitap yetişkin bir bireyin hayatını ne kadar kaliteli yaşadığını sorgulamaya itiyor. Bu noktada kalite kelimesi ancak zihin yönetimi, gerçek bir amaç edinme, sürekli değişim, disiplin, zamana saygı, başkalarına yardım etme ve anın değerini bilme parametrelerinin gerçekleştirilmesi ile bir bütüne ulaşıyor ve işte o zaman kaliteli bir yaşamın sırlarına vakıf olunabileceği okurun zihninde yer ediniyor. Kitapta o kadar güzel cümleler var ki sırf bu güzel, bol sorgulatmalı ve farkındalık tohumu serpen cümlelerin varlığı sebebiyeti ile Ferrari’sini Satan Bilge okunmaya değer bir kitap.
Hiçbir zaman ön yargılı olmamak gerek. Şu kitabı yapılan yorumlar yüzünden okumasaydım neler kaçırdığımın dahi farkında olamayacaktım. Bu anlamda yapılan incelemelerin daha detaylı daha doyurucu olması en büyük temennim. Kitabın en güzel alıntılarından biri ile incelemeyi sonlandırmak istiyorum; Mutluluk doğru kararlarla, doğru kararlar deneyimle ve deneyim yanlış kararlarla gelir.