Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

64 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
BU BİR İNCELEME DEĞİLDİR.. BİR TİRADDIR. Julie: Hayır, gitmiyorum daha. Gidemem… bakacağım. Dinle! Bir araba sesi. Demek kan görünce dayanamıyorum sence. O kadar güçsüz sanıyorsun beni. Ah, senin kanını, beynini bir satır tahtası üstünde görmeyi ne kadar isterdim! Ne çok isterdim bütün o cinselliğin bir kan denizinde yüzsün. Tutup kafatasından içerdim, sonra ayaklarımı göğsünün içinde yıkar, yüreğini olduğu gibi kızartıp yerdim. Demek güçsüzmüşüm ben. Demek seni sevdiğimi sanıyorsun, sanki benim rahmim senin tohumların için yanıp tutuşuyor; kalkıp senin dölünü bağrıma basıp onu kendi kanımla besleyeceğim demek. Aklınca sana çocuk doğuracağım ve senin adını taşıyacağım. Bu arada sorayım bari, adın ne senin? Soyadını duymadım hiç. Olduğunu da hiç sanmam. Olsaydı, ‘Bayan Hovel’ ya da ‘Bayan Dunghill’ filan olurdum şimdi. Seni gidi köpek, boynuna taktığın o tasma, ceketinin üstündeki arma benim, uşak bozuntusu! Seni kendi aşçımla paylaşıp kendi hizmetçimin rakibesi oldum bir de! Of, ooff!.. Aklınca korkağın biriyim, hemen kaçıp gideceğim. Yo, kalıyorum işte, çıngar çıksın bakalım. Babam nasılsa dönecek… Bakacak masanın çekmecesi kırılmış… Paralar gitmiş. Çalacak zili, uşağını çağıracak, sonra polise başvuracak… Ben de her şeyi anlatacağım… Her şeyi. Ah, ne güzel olurdu bütün bunlara bir son vermek… Gerçek bir son!.. Babamın kalbi tutar ve ölür; bu da hepimizin sonu olur. Yalnızca sessizlik ve dinginlik… Sonsuz dinleniş. Soyumun arması tabutla birlikte göçüp gider. Kont’un soyu da … Uşağın soyu ise yetim evine düşer; köprü altlarında başına defne dalları konur ve sonunda hapishaneyi boylar.
Matmazel Julie
Matmazel JulieAugust Strindberg · Agora Kitaplığı · 2012165 okunma
·
125 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.