Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

576 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Bu kitabı okuyanların okuma nedeni; genellikle kitabın yazarı, kitabın türü ya da kitapta mekan olarak İstanbul'un geçmesi. Çevremde kitabı okuyanlarla konuştum, burada yazılan incelemeleri okudum ve kitabın asıl konusuna odaklanan, felaketin farkına varan kişi sayısı o kadar az ki... Çoğunluk; yok roman çok sürükleyiciymiş, yok Dante'den bahsediyormuş, yok kurgusu çok iyiymiş gibi başka konulara takılıp asıl konuya odaklanmamışlar. Tabii ki bunlar da güzel, önemli ve kitabı güzelleştiren unsurlar ama benim için 'bu kitapta' odaklanılması gereken en önemli şey konusu. Dünya nüfusunun son yıllarda inanılmaz bir artış göstermesi ve bunun için yapılan çalışmalar(!)... Bu çalışmalar o kadar yetersiz ve sığ ki.. Zaten mevcut durumdan bu çalışmaların ne kadar başarı sağla(ma)dığı görülebilir. #112571758 Her okuduğum haberde, kitapta; her izlediğim filmde bu sorunu görmek ve sonuçları karşısında korkuya düşmek. Aynı zamanda bu konuyu umursamadan inanılmaz bir hızla üremeye devam eden bir dünya ile karşı karşıya kalmak... İnsanlardaki bu anlamsız üreme isteğini gerçekten anlayamıyorum. Kendi zor hayatına rağmen, aynı şartlarda yaşamak zorunda kalacak yeni bir bireyi bu koşullara sokmaktaki amaç ne?... Üstelik bu senin canından bir parça... Bunu sadece fakirler için söylemiyorum cahil, donanımsız zenginlerin de çocuk yetiştirmesini doğru bulmuyorum. Ama zor şartlarda yaşayanların çocuk yapmasını o kadar garipsiyorum ki... İnsanların çoğunluğu bir kısır döngünün içine sıkışmış. İnsan doğar, büyür, evlenir, çocuk yapar ve ölür. Sanki bundan başka bir hayat, başka bir seçenek yokmuş gibi... Kendilerini buna kodlamışlar. Aksi bir durum: felaket, eksiklik, şanssızlık... Geçenlerde Suriyelileri konu edinen bir video izlemiştim: Suriyelilerin bu şartlara rağmen çok fazla çocuk yapması sorulduğunda, genç bir Suriyeli çok çocuk sevmelerinin neresi kötü diye cevap veriyor... İnsanların sanki çocuklar birer oyuncakmışçasına; onların geleceğini hiç düşünmeden dünyaya getirmelerini, istedikleri kalıba sokmaya çalışmalarını, hayatları üzerinde onlardan daha fazla hak iddia etmelerini hiçbir zaman ANLAMADIM VE ANLAMAYACAĞIM. Artan tüketim hızına yetişebilmek için yapılan değişimler sonucu zararlı bir yapıya dönüşen ve kansere neden olan gıdalar, insanların gereksiz ihtiyaçlarını karşılamak için yok edilen ormanlar ve doğal yaşam alanları, hızla kirlenen ve tükenen temiz su kaynakları, fabrika gazları ve araba egzozlarıyla zehirlenen hava... Bütün bunları düşününce, dünyanın üzerinde taşıyabileceği uygun insan sayısıyla, dünyada sağlıklı ve güzel şekilde yaşamak varken nüfusu arttırma isteği neden?.. İşte kitaptaki kötü (ki benim için iyi bir karakter :) ) karakterimiz de bu konuda bir şeyler yapmak istiyor. ---SPOİLER--- "Bertrand, viral vektör denen bir şey üretmişti. Saldıracağı hücreye genetik bilgi aşılamak üzere tasarlanan bir virüstü. Bir vektör virüs, girdiği hücreyi öldürmek yerine... o hücreye önceden belirlenmiş bir DNA parçası sokarak hücrenin genomunu değiştirir. "Virüsün insan vücudunu... kısırlaştırma özelliği vardır." "Bertrand'ın asıl amacı türümüzün yok olması değildi; bunun tam tersini istiyordu. İşte bu yüzden rastgele aktive olan bir virüs üretmişti. Cehennem şu anda tüm insan DNA'larına bulaşmış olsa da, bunu bizden sonraki nesillere taşıyacak olsak da virüs yalnızca insanların belirli bir yüzdesinde 'aktive olacak'. Başka bir deyişle, virüsü şu anda yeryüzündeki herkes taşıyor ama sadece nüfusun rastgele seçilmiş bir kısmında kısırlığa sebep olacak." "Hastaneler hasta ve ölmek üzere olan insanlarla dolup taşmayacak; sokaklarda çürüyen cesetler olmayacak; sevdiklerinin arkasından ağlayan hayatta kalmış kişiler olmayacak. İnsanlar sadece eskisi kadar çok çocuk yapamayacaklar." "İnsan evrimindeki ölümcül kusuru değiştirmeye çalıştı... Türümüz fazlasıyla doğurgandı. Orantısız zekamıza karşın, kendi sayımızı denetleyemeyen organizmalarız. Ücretsiz doğum kontrol yöntemleri, eğitim veya hükümetin ikna etme çabaları bunu önlemeye yetmiyor. Bebek yapmaya devam ediyoruz istesek de... istemesek de. CDC'nin kısa süre önce, ABD'deki gebeliklerin yaklaşık yarısının planlanmamış gebelikler olduğunu açıkladığını biliyor muydun? Gelişmemiş ülkelerdeyse bu oran yüzde yetmişin üzerinde!" Şu anda hayatta olan insanlara herhangi bir zarar vermeden doğum oranını azaltacak bir buluş bence de gayet mantıklı. Düşünüyorum da ben Zobrist'in yerinde olsam öyle bir virüsü yayar mıydım? Yaymazdım. Kolay kolay alınabilecek bir sorumluluk değil. ---SPOİLER--- Yazar tarihi, felsefik, sanatsal konuları olay örgüsüne yedirip üç şehirde geçen başarılı bir macera-gizem romanı oluşturmuş. Beğendim mi beğendim ama sırf konusundan dolayı. Sevdiğim bir tür olmadığından tekrar bu tür bir kitap okumam. Ama bu türü sevenlere öneririm. Keyifli okumalar...
Cehennem
CehennemDan Brown · Altın Kitaplar · 201325,7bin okunma
··
211 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
İnsanların bu hayatın rezilliğini bile bile dünyaya çocuk getirmeleri, ne garip değil mi? Ama insanlar o kadar bencil ki! Sırf kendilerini tatmin etmek için, çile çekeceğini bile bile çocuk yapmaktan vazgeçmiyor. Kendi canından, kanından bir parça dünyaya getirmekten vazgeçmiyor. Ben de hep düşünürüm, kendine bile bakmaya hali olmayan kişiler neden çocuk yaparlar? Sorduğun zaman da, çocuk rızkıyla gelir derler. Sanki tüm umutlarını doğacak çocuğa bağlamışlardır. Ellerine sağlık, güzel yazmışsın. Ama insan bekarken böyle düşünür, evlenince ille de çocuk diye tutturur :)
Zeynep okurunun profil resmi
Maalesef durum öyle, rızkı da peşinden gelir diye sefaletle dolu bir hayata itiyorlar çocuklarını... Evet, genelde bu konu hakkında her konuştuğumda bu tepkiyi alıyorum ama ileride de düşüncemin değişeceğini sanmıyorum :) Hayat ne getirir bilinmez ama umarım bir gün o bencilliği ben de yapmam.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.