Okuduğum ilk kişisel gelişim kitabıydı. Ana tema, insanın aydınlık ve karanlık denilen tüm özellikleriyle aslında çok odalı bir şato olduğu; ama toplum normlarına ayak uydurmak için hissettiği iç ve dış baskıyla tüm karanlık odalarını kilit altına aldığı , dolayısıyla artık altı üstü iki odalı bir ev olduğu..Benzetme bana çok güzel gelmişti. Karanlık odalar neler peki? Mesela öfkeyle çıkış yapmak, çirkeflik, kavgacılık, kabalık , kaba kuvvet vs ; oysa bunlar yeri geldiğinde gerekli dozlarda kullanıldığı zaman nasıl da hayat kurtarıcı olabilir düşünsenize! "Mesela" diyor yazar, " tut ki bir ev yaptırıyosun ve son tarih denilen tarih geçti gitti, özür dilemeyi bırak üstüne bir de para istiyorlar! Bu noktada sen içindeki o çirkefi ortaya çıkarmazsan ömür boyu ödersin o müteahhite para." Bizim ülkemizin kanayan yarasını düşünelim: Kadın ve çocuk tacizleri.. Biri çocuğunu veya seni taciz ederken hala hanımefendi olmak ister misin? Tabii ki istemezsin; ama olursun belki,, bu toplumda tacize uğradıysan sebebi sen vermişsindir! Bu tepkiyle karşılaşmamak, suçlanmamak, cık cıklanmamak için susarsın belki ! Heh işte kitap tam bu tarz noktalarda konuşuyor işte; "ELALEM NE DER FİKRİNİN DEFİ" kitabın tek hedefi diyebilirim. Başka bir bakış açısıyla bakarsak; her insanın içinde iyi yanlar da var kötü yanlar da ve her ne kadar bastırırsak bastıralım duygu bir çıkış buluyor. Hastalıkların psikolojik sebepleri üzerine biraz araştırma yapan herkes dışa vurulmamış duygunun bedende çıkış bulduğunu bilir. Ben şahsen kendi sağlığımı herkesten daha çok önemseyen biri olduğum için (normalde biraz atarlı bir karakter olmamın da etkisi vardır eminim ;)) kitabı baş taçlarımdan biri yaptım. Neticede herkesin ederi edebi kadar!

Işığı Arayanların Karanlık YanıDebbie Ford · Akaşa Yayın · 2001533 okunma

·

35 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

guzicim