Çılgın harcıyoruz.
Çılgın harcamak kişinin bütçesine göre değişse de elimize geçen paranın fazlasını harcıyorsak çılgın harcıyoruzdur ve kabul edelim, kredi kartları sayesinde hepimiz çılgın harcıyoruz; özellikle son birkaç yıldır.
Ev, araba gibi büyük alımlara gücü yetmeyen her toplum gibi biz de küçük alımlarımızı lüksleştirme yoluyla kendimizi daha iyi hissetme çabasında debeleniyoruz toplum olarak.
Telefonlarda son modele geçiliyor;
koltuk kanepe değişiyor;
kıyafet, ayakkabı, çanta bütçeyi aşsa da bir şekilde alınıyor..
İşte drama burada başlıyor..
Çünkü aslında hepimiz , içte içe , büyük harcamalar yapmanın imkansıza yaklaştığı bu dönemde kendimizi güçsüz hissediyoruz ve bir şekilde kontrol edebildiğimizi hissettiğimiz harcamalarla önce kendimize ve sonra herkese gücümüzü ispatlamaya çalışıyoruz. Bu , gözlemlediğim kadarıyla hepimizin içinde bulunduğu ve çok insani bir psikoloji.
İşte tam bu noktada , bu güçsüzlük duygumuzu görmezden geliyoruz ve "fiyatlar artmadan alayım!" bahanemizi baş tacı yapıyoruz.
Bu kitap, o çılgın harcamalarımızın gerekliği üzerine yazılmış klasik "istek mi ihtiyaç mı?" kitaplarından değil ; çok daha derin, daha anlamlı ve savaş sonrası usa ekonomisini ve toplum psikolojisini de anlatan düşündürücü bir kitap.
Tavsiyedir.