Gönderi

320 syf.
2/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bir şey tamamen ak, ya da tamamen kara olamaz. Aksini iddaa etmek çoğu zaman için bağnaz bir tutumdur. Bu kitabın yarısında yazara katılıyor olsam da, diğer yarısında yazarın bağnaz bir şekilde yanlışı savunuyor olduğunu düşünüyorum. Öyke ki, kendini haklı gösterebilmek için bir çok noktada kendi ile çelişkiye düşüyor. Bir yazısında halkın dilini esas alıyor, başka bir yazı da halkın dilini hakir görüyor. "OTOBÜS-OTOBOS". Türkçeyi seven, savunan, koruyan kişi öğretmen sözcüğüne karşı hoca kelimesini savunmaz, savunmamalıdır Ben "Türkçeleşmiş Türkçedir" görüşüne kesinlikle katılıyorum. Ancak "kelime" yerine "sözcük", "hülasa" yerine "özetle" gibi güzel önerilere sırt dönmeyi de çok saçma buluyorum. Yazar Ermenice'den gelen örnek ve örneğin sözcüklerinin Türkçe olduğunu savunanlara ateş püskürüyorken. Didâr, zibâ gibi arabi, farisi sözcükleri Türkçeden sayıyor. Bu savına dayanak olarak, divan şiirinde bu sözcüklerin kullanıldığını, örnek ve örneğin sözcüklerinin ise geçmişte neşredilen Türkçe eserlerin hiçbirinde yer almadığını savunuyor. Arapça, farsça "DİL KURALLARI" ile yazılan divan şiirlerini, içerisinde, 2-3 tane türkçe sözcük var diye, Türk şiiri olarak kabul edemem. Türkçe kullanılarak yazılan divan edebiyatına ait çok güzel eserler vardır, asla inkar edilemez. Ancak bir sözcük divan şiirinde geçti diye Türkçeleşmiş olarak savunulamaz. Nihad Sami Banarlı, Türkçeyi savunduğunu düşünüyor ancak yaptığı şey aslında kendi sevdiği Türkçeyi korumak ve dili bu dar ve karanlık zindana hapsetmek. Bir dil içerisindeki yabancı kelimelere yeni sözcüklerin önerilmesi veya önerilmeye çalışılması dile hiç bir şekilde zarar vermez, veremez. Önerilen sözcüğü Türk diline kabul edecek makam ne TDK, TRT... vb gibi kurumlardır, ne de Nihad Sami Banarlı gibi şahıslardır. Halkın, o sözcüğü benimsemesi, kabul etmesi gerekir. Kabul gören Türkçeye kazandırılmış olur. Kabul görmeyen unutulur gider. Kitap içerisindeki düşüncelerin ifadesinde ve savunulmasında, genel olarak karşı düşünceyi ötekileştirme, ona karşı algı oluşturma gayreti var. Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı bir uslup benimsenmiş. Mesela, yukarıda, divan şiiri ile alakalı belirtmiş olduğum düşüncem nedeniyle, Nihad Sami Banarlı evreninde atasına dedesine düşman nankör bir evlat, bir vatan haini veya dış güçlere hizmet eden bir maşayım. Bu tür çirkin, kutuplaştırıcı ve bölücü ifadeler kitabın bir çok yerinde geçmektedir. Bu düşünce tarzının çok sığ ve aciz olduğu görüşündeyim. Kendisinden başka hiç kimsenin düşünemeyeceğini, en iyi ve en üstün düşüncenin kendisine ait olduğunu savunan bencil, kibirli ve ukala bir düşünce tarzıdır. Eserin MEB tarafından tavsiye edilmiş olması gerçekten düşündürücüdür.
Türkçenin Sırları
Türkçenin SırlarıNihad Sâmi Banarlı · Kubbealtı Neşriyatı · 20222,534 okunma
··
2.399 görüntüleme
Oldi okurunun profil resmi
İncelemeyi yazanın iddialarından birisi: "Yazar Ermeniceden gelen örnek ve örneğin sözcülerinin Türkçe olduğunu söyleyenlere ateş püskürüyor." Bakalım püskürüyor mu? Çünkü, yine büyük Alman şairi Goethe'nin dediği gibi: "Bir dilin kudreti, kendine, yabancı olan şeyleri atmakta değil, onları yutup hazmetmekte gösterir." Demek oluyor ki orinag kelimesini örnek yapıp hazmeden, Türk halkının dehâsıdır. Aynı kelimeden yapıldığı iddia edilen çirkin ve yakıcı örneğin "sözcüğü" ise uydurmacıların gayrimeşrû bir çocuğudur. Bunun için çirkin, bunun için anormal ve bunun için yaratılış garibesidir. Çünkü "örneğin" kelimesi örnek sözünden değil, doğrudan doğruya, Ermenice "Orinag-imn" (Orinagin) sözünden ve Türkçeye bir kelime daha Ermenice katmak isteyenlere aldanışla uydurulmuştur. Aralarındaki ayniyet, bunun şüpheye yer bırakmayan bir delilidir. Bu, niçin böyle yapılmıştır? ** Yazar örnek kelimesinin Türkçe yapılışını dehalık kabul ediyor. Ermenice kelimenin aldığı ekle Türkçe'ye geçmesine tepki gösteriyor. Bu konuda çok haklı Örneğin kelimesindeki (in) ikinci tekil şahıs eki değildir. Yani Türkçe bir ek değil. "Örneğin havalar yağmurlu ne yapacaksın? " cümledeki örneğin ek almamış bir kelimedir. "Senin örneğini doğru bulmuyorum." buradaki isim tamlamasında ise ünsüz yumuşaması, iyelik eki ve 2. tekil şahıs eki almıştır. Bir insanın neye niçin itiraz ettiğini anlamadan bodoslama eleştiri bize birşey katmaz.
Doğanşahin okurunun profil resmi
Bir sözcük hakkında "Gayrimeşru çocuk", "çirkin", "yaradılış garibesi" gibi ifadelerin kullanımı için "ateş püskürmek" deyimi az bile olmuş. Paylaştığınız iki cümlede olduğu gibi, başka sözcükler için de bir çok örnek verilebilir. Ancak cümle anlamından neyin ne olduğu; birinde "örneğin"'in bağlaç, diğerinde ise örnek sözcüğünün iyelik eki almış hali olduğu çok açık ve çok net bir şekilde anlaşılmaktadır. Neden bu durum sizde kafa karışıklığı yaratmış anlayamadım.
2 sonraki yanıtı göster
Oldi okurunun profil resmi
İncelemeyi yazanın iddialarından birisi: "Yazar Ermeniceden gelen örnek ve örneğin sözcülerinin Türkçe olduğunu söyleyenlere ateş püskürüyor." Bakalım püskürüyor mu? Çünkü, yine büyük Alman şairi Goethe'nin dediği gibi: "Bir dilin kudreti, kendine, yabancı olan şeyleri atmakta değil, onları yutup hazmetmekte gösterir." Demek oluyor ki orinag kelimesini örnek yapıp hazmeden, Türk halkının dehâsıdır. Aynı kelimeden yapıldığı iddia edilen çirkin ve yakıcı örneğin "sözcüğü" ise uydurmacıların gayrimeşrû bir çocuğudur. Bunun için çirkin, bunun için anormal ve bunun için yaratılış garibesidir. Çünkü "örneğin" kelimesi örnek sözünden değil, doğrudan doğruya, Ermenice "Orinag-imn" (Orinagin) sözünden ve Türkçeye bir kelime daha Ermenice katmak isteyenlere aldanışla uydurulmuştur. Aralarındaki ayniyet, bunun şüpheye yer bırakmayan bir delilidir. Bu, niçin böyle yapılmıştır? (sayfa 156) ** Yazar örnek kelimesinin Türkçe yapılışını dehalık kabul ediyor. Ermenice kelimenin aldığı ekle Türkçe'ye geçmesine tepki gösteriyor. Bu konuda çok haklı Örneğin kelimesindeki (in) ikinci tekil şahıs eki değildir. Yani Türkçe bir ek değil. "Örneğin havalar yağmurlu ne yapacaksın? " cümledeki örneğin ek almamış bir kelimedir. "Senin örneğini doğru bulmuyorum." buradaki isim tamlamasında ise ünsüz yumuşaması, iyelik eki ve 2. tekil şahıs eki almıştır. Bir insanın neye niçin itiraz ettiğini anlamadan bodoslama eleştiri bize birşey katmaz.
sengisiyeh okurunun profil resmi
Hocam, dilimize yerleşmiş kelimelerin yerine, uydurma kelimeler koymak dile yapılacak en büyük ihanettir. “Öğretmen” yerine “hoca” tercih edilmelidir. “Hoca” kelimesi göğüsten gelen heybetli bir sese sahiptir. Bu ulvi mesleğin büyüklüğünü ancak hoca kelimesinin sesiyle ifade edebilirsiniz. Öğretmen kelimesinin sesi, ifa edilen mesleğin azameti karşısında çok cılız kalmaktadır. Öyle sanıyorum ki bu sebeple, öğretmen kelimesini kullanmaya zorlanan ilkokul talebeleri, büyüdükçe bu kelimeyi tamamen terk ediyor. Bu uydurma kelimelerin zararlarından sadece biridir. Banarlı, diğer zararlarını benden çok daha iyi anlatmaktadır. Size bu kitabı bir daha okumanızı veya Banarlı’nın diğer eserlerini incelemenizi tavsiye ederim. Bununla birlikte güzel Türkçe’nin tadına varmak için Reşat Nuri Güntekin, Abdülhak Şinasi Hisar gibi edebiyatçılarımızın kitaplarını bu hissiyatla okumaya çalışın. Son olarak şunu söyleyeyim. Uydurma dil telakkisinin ne kadar zararlı bir hastalık olduğunu daha iyi idrak etmek için Atatürk’ün Nutuk’unu orijinal ve guya günümüz Türkçesi haliyle okumalısınız.
Doğanşahin okurunun profil resmi
Size katılmıyorum. Öne sürmüş olduğunuz gerekçeler çok keyfi şeyler. Mesela "Hayvan" sözcüğü çok daha göğüsten gelerek seslendirilmekte. Sizin savunmanıza göre hayvanlık, hocalıktan üstün müdür? Öğretmen sözcüğü, ekiyle, köküyle bir yapı oluşturmktadır ve ifade ettiği şeyi anlam olarak karşılamaktadır. Bu tür sözcüklerin türetilmesini ve yabancı sözcüklerin yerine kullanılmasını dile verilen zarar olarak görmüşsünüz ki, bu savınız karşısında şaşkınlık içerisindeyim. Öğretmek, öğreti, öğretim,öğrenim, öğrenci... gibi bir çok sözcük ile bağlantıda olan öğretmen sözcüğünü yadırgamanıza anlam veremiyorum. Hoca ve Öğretmen sözcüklerinin her ikisi de dilimizde kullanılmaktadır. Şu an ki haliyle bu iki kelime, bazı kullanımlarda birbirinin seçeneği olabileceği gibi, kendilerine özgü karşılıklara da sahiptir. Hoca sözcüğü dilimize yabancı bir dilden gelmiş ve Türkçeleşmiştir. Dilimizde Hoca sözcüğünün geçtiği bir çok atasözü ve deyim bulunmaktadır. Hoca sözcüğü yerine öğretmen sözcüğünü kullanamadığımız anlatımlar olduğu gibi öğretmen sözcüğü yerine de hoca sözcüğünü kullanamayacağımız anlatımlar bulunmaktadır. Bu iki sözcüğün varlığı dilimize zenginlik katmaktadır. Dil çalışmaları neticesinde öğretmen sözcüğü türetilmiş ve halk da bunu kabul etmiş. Etmiş ki, her ne kadar siz kavul etmeseniz de, dilimize yerleşmiş ve gerek konuşma dilinde, gerek yazında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Hal böyle iken "Hoca sözcüğü varken, öğretmen sözcüğüne ne gerek var." demek, çok yersizdir. Atatürk zamanında öztürkçecilik anlayışını benimsemiş, bu yönde çalışmaların gerçekleştirilmesi amacıyla çeşitli kurulların oluşturulması yönünde kararlar almıştır. Ancak sonrasında bu anlayışın Türkçe'ye zarar vereceğini öngörmüş ve "Türkçeleşmiş olan Türkçedir" anlayışını esas almakla beraber, dilin zenginleştirilmesine ve kimliğini bulmasına yönelik çalışmalarına ve bu yönde olan çalışmalara destek vermeye devam etmiştir. Bu dönemde yapılan sözlük çalışmaları ve dilbilgisi çalışmaları oldukça önemlidir. Bu çalışmalar, dilimizin zenginleşmesine ve üzerindeki farsi, arabi etkilerden sıyrılarak kendi benliğine ulaşması açısından oldukça önemli katkılarda bulunmuştur. Size Falih Rıfkı Atay'ın Çankaya'sını ve Emin Özdemir'in 'Her Erdemin Başı Dil' isimli eserini öneriyorum. Kitap önerileriniz için teşekkür ederim. Reşat Nuri Güntekin okuduğum bir yazar, ancak Abdulhak Şinasi Hisar'ı hiç okumadım. Başlangıç olarak önereceğiniz bir eser varsa bilmek isterim.
Mehmet Emin Alperen Kılıç okurunun profil resmi
Yüksek öğrenimde, sağlıkta, siyasette, basında, internette, sanatta ve sivil teşekkülerin hepsinde, dava sahipleri davalarının kutsiyetine inandıkları ve odaklandıkları ölçüde hafif tabirle çocuklaşıyor, ya da huysuz ve bed bir ihtiyar gibi aşığlayıcı ve buyurucu bir üslubu benimsiyor. Bilirsiniz.
Cem okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.