Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından alınacak en zor kararlardan bir tanesi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en zor karar alabilen rejiminde (meclis hükümeti sistemi) alınmıştır.
Yani Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kolay karar alınabilen rejimi olan Başkanlık Sisteminde bile bugün hiç kimese böyle bir karar almaz, alamaz!
O karar İstiklâl Marşı'nın kabulüdür.
Eğer önümüzde bir Sakarya Muharebesi olmasaydı.. Yunanlılar Polatlıya kadar gelmeseydi bugün Korkma diye başlayan bir İstiklâl Marşı'mız yazılmış olsa bile Millî Marş olmayacaktı.
Bugüne kadar defaatle aldandım. Selâm vererek girdiğim yerlerden kazıklanarak çıktım.
Aldanmalarım beni maddi ve manevi zarara soktu ama verdiği-aldığı selâmın hakkını verme gayretinde olmak baha biçilmez bir duygu. Allah'a karşı bu sorumluğu taşıyor olmak beni daima güvenmeye, her şeye rağmen güvenmeye teşvik ediyor. Benim olan nasılsa bana geri döner.
O yüzden şairin dediği gibi: "Sen beni aldattın sanma ben sana aldandım."
İleride yeni bir büyük savaş çıkarsa bu sanılanın aksine çaya şeker atanlarla atmayanlar arasında değil filtre kahveden nefret edenler ve onu içmekten zevk alanlar arasında olacağı şüphe götürmez bir hakikattir.
Vazgeçmem gereken yerde vazgeçme azmi ver; ayrılmam gereken yerde ardıma baktırma. Devam etmem gerekiyorsa zahmeti al benden, zoru kolay kıl. Kulluk muallakta kalmaktır, rahmetinden mahrum bırakma.