Belki de İstanbul'a çarpan sillelerin en yamanı, âileye isabet eden ok olmuştur ve lâdes tutuşan çocuklar gibi hep aldatmak ve aldanmak endîşesi ile yaşamaya başlayıp, îmanına taassup, zevkine taklit, mertliğine kahpelik, doğruluğuna hile, efendiliğine dalkavukluk, gurûruruna sünepelik, kazancına bezirganlık, hasbîliğine menfaat, bir illet gibi bulaşmaya başlayıp, bu illeti şifalandırmak isteyenlerin de başlarını gene şahsî kaygılarla illetlenmiş korkunç bir menfaat endişesi kese kese İstanbul medeniyeti göçtü. Evet göçüp gitti.