Okuduğum en akıcı Orhan Pamuk kitabı… Pamuk’un eserlerinde akıcılığı aramadım hiç, böyle bir beklentiyle okumadım en azından, fakat Yeni Hayat bu konuda diğer kitaplarından çok daha farklıydı. Kitaba başlar başlamaz romanın farklılığını, sürükleyici ve detaylarla dolu olduğunu anlıyorsunuz. Her zamanki gibi küçük nesnelere bile koca anlamlar yüklüyor Orhan Pamuk. İsimler, markalar, şehirler her biri titizlikle seçilmiş. Aslında tüm bu detayların simgelediği şeyleri daha iyi anlayabilmek için, romanı en az iki kere okumak gerektiğini düşünüyorum. Ya da çok detaylı bir okumayla kitabın derinliklerine inmek gerekiyor. Kitabı bitirince böyle bir istek oluştu bende. Ne kadar dikkat etsem de kaçırdığım detaylar vardır diye düşünüyorum.
Bir kitapla değişen birçok hayat var romanda. Ve bunlar başkahramanımız Osman tarafından anlatılıyor bizlere. Canan'a olan aşkı ve okuduğu kitabın etkisiyle yıllarca yolculuk yapan Osman tuhaf hislerle hayatına yön veriyor ve bu yüzden hikaye oldukça ilginç ilerliyor. Şaşırdığım noktalar oldu kitapta. Farklı ve zekice hazırlanmış bir kurguya sahip. Bu titizliği bütün Orhan Pamuk kitaplarında görmek mümkün. Birçok farklı noktaya da değiniyor yazar. Mesela Batının kendi ürünlerini piyasamıza sokarak, yıllardır tüketmekte olduğumuz şekerlerimizden bile bizi nasıl vazgeçirdiğini anlatıyor. Kendi değerlerimizi unutarak, Batının varlığını her alanda hissettirmesine izin vermemizden bahsediyor. Bunu yaparken elbette marka isimlerini de kullanıyor. Ayrıca yazarın diğer kitaplarından izlerde bulacaksınız. Bence bu da güzel bir hava katmış kitaba.
Hayranlıkla okuduğum ve oldukça etkilendiğim bir Orhan Pamuk kitabıydı. Belki başkahramanı etkilediği kadar etkilemeyecektir hayatımı fakat güçlü bir etki bıraktığını söyleyebilirim. Keyifli okumalar.