Kitaba adını verecek öykü keşke “portakal” olsaydı, portakala bir başka bakıcaz artık.. “Ben portakalı ilkin orada gördüm. Orta birinci sınıfın ikinci ayında. Portakalı verdiler ya ben nasıl yenir bilmiyom ki. Önce baktım millet nasıl yiyo. Soydular kabuklarını, ben de soydum. Attılar ağızlarına, ben de attım ama önce az az aldım ağzıma. Tadını sevmezsem diye. Sevmemek ne kelime, ben portakalı nasıl sevdim..”