Reşat Nuri Güntekin kulaklara aşina, dizilere ve filmlere konu olmuş mükemmel romanlarıyla tanıdığımız ve eserlerini bir çoğumuzun tartışmasız beğendiği nadide bir insan.
Okumuş olduğum ilk eser; Akşam Güneşi. Hemen bir çırpıda bitirdiğim, sayfalarını çabucak geçtiğim ve nihayetinde son bulan bir kitabın yorumunu yazmak sonucuna vardık.
Genç çapkın bir zabit olan Nazmi Bey’in çalkantılı aşk hayatını okuyoruz. Bu cihetle zannediyorum ki ağır romanların arasında keyifli bir okuma olarak önereceğim eserlerin başını çekecek.
Yeşilçam tadında ilerleyen, dönemi(1926’da yazılmıştır) hakkında siyasi ve sosyal olgulardan ziyade daha elit bir aileyi izlememize olanak sunan Güntekin bu eserini diğer eserlerine nazaran ticari bir amaçla kaleme almıştır.
Olacakları biraz biraz sezinlediğim fakat kapalı kalan yerlerde hakikaten şaşkınlık yaşadığım sayfaların, belki de içten içe çok kızdığım olayların edebi cümleler halinde önüme sunulması beni ziyadesiyle sakinleştirdi.
Okuması pek keyifliydi, naçizane öneridir.