··
889 görüntüleme
Benim gözüme takılan, kitabın incelemesinden çok yaptığınız yazım/imla yanlışları ve anlatım bozuklukları. "İğrenç, midemi bulandırdı" vs gibi kitap yorumlaması da ilk defa sizden duyuyorum. Âh âh herkes yazar olmuş...
1856'da yayınlanmış bir kitap için böyle beylik laflar kullanılmaz. Tarihsel zamanı dışarda bırakmanın da sana göresi bana göresi olmaz. Böyle yaptığınızda eleştirinizi sağlam temellere oturtamazsınız. Bu da aklınızda bulunsun.
%100 katılıyorum
Yukarıda belirttiğim gibi bu benim kendi şahsi fikrim. Katılmıyor olabilirsiniz saygı duyarım. Belki ben yanlış düşünüyorumdur. Belki kitapta bir yeri atlamışımdır. Olur böyle şeyler hepimizi insanız hatalar olabilir. Eğer yanlış olduğunu düşündüğünüz bir şey varsa lütfen çekinmeden belirtin. Yanlışım varsa özür dilerim. Hatalarım olduğunu düşündüğüz kısımlar varsa düzeltirim. Saygılar...
Yani kısacası kitapta erkeklerin namuslarının hayatlarında olan kadınlara göre arttığını görüyoruz. Kadının aşağılanmasının nedeni olarak ise erkeğini elinde tutamadığını ve erkeğin bu yüzden başka kadınlarla ilişkisi olduğunu anlatıyor. Tarihe baktığımız zaman da aslında kitaptaki gerçeklikleri görebiliriz. Kraliyet ailesinde bile kral istediği kişiyle meşru bir ilişkide bulunabilir (sırf erkek çocuk için) kadın ise erkek çocuk veremediği için aşağılanır. Yine bir dönem batı medeniyetinde kadınlar cadı, büyücü olarak görünüyor, bunun için kadınları öldürüyorlar, hatta denize bile atıp cadı olup olmadığını test ediyorlardı. Yüzebiliyorsa cadı,yüzemiyorsa cadı değil. Lakin ne fark eder? Kadın zaten her türlü ölüyor. Romana dönecek olursa aslında kitap Flaubert'in acemilik romanı. Arkadaşının ev ödevi için verdiği fakat büyük bir eser haline dönüşmüştür.
Hertürlü kadına hakaret edilen bir kitap bana göre. Dediğiniz gibi Batı tarihi boyunca zaten kadını aşağılamış değersizmiş gibi göstermeye çalışmıştır. Modern cahiliye devri bana göre Batı'nın var olduğu tüm tarihlerdir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.