KU-SUR-SUZ! Film gibi bir roman adeta. Sürekli heyecan, sürekli aksiyon, sürekli gerilim! Devamlı "kim? ne? neden? nasıl?" soruları kafanızda dolaşıp duruyor. 520 sayfanın her bir sayfası bu kadar mı başarılı olur, bence ancak bu kadar başarılı olabilir. Gerçekten gözünüzün önünde bütün yaşananları izliyormuş gibi okuyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz. Kate Moran bir FBI ajanıdır ve yıllardır peşinde olduğu Constantine Gamal isimli bir seri katil vardır. Gamal nihayet yakalanır ve idamından önce Kate ile son kez yüzleşir. Bu öyle bir yüzleşme sahnesidir ki akla Hannibal Lecter ve Clarice Starling gelmektedir. İkilinin çok tuhaf bir ilişkisi vardır ve Gamal'a hayranlık duymamak mümkün değildir. Neticede Gamal'ın idamı gerçekleşir. Tam da bu noktadan sonra bire bir Gamal'ın işlediği çifte cinayetler tekrar boy göstermeye başlar. Kate Moran'ın aklına Gamal'ın son sözleri gelir. Şimdi şeytanın bir havarisi mi vardır yoksa daha da korkuncu Gamal hâlen hayatta mıdır? Kate bu sorunun cevabını Yerebatan Sarnıcı'nın karanlık dehlizlerine kadar uzanan bir yolculukta bulacaktır.