"Seçeneği olmadan var olmak ise ölmekle eşdeğerdi." 1911 yılındayız. Çarlık Rusya'sında, 1905 devrimi ve Japonya'ya karşı kaybedilen savaş sonrasında geçiş dönemini yaşayan neslin içindeyiz. Kahramanımız dönemin anayasasında kanunlarca sadece belli köylerde ve bir arada yaşamalarına izin verilen, Rus toplumuna pisliklerini bulaştırmaması istenen, örselenmekten içine sinen ve sindikçe ayrıklaşan Yahudi halkından bir tamirci, Yakov. Devam etmeden önce benim için çok önemli bir nokta var, Yakov - olması beklendiği gibi- dinine bağlı, tutucu ve yüksek erdem sahibi bir Yahudi değil. Yani yazar bu kitabı çok ahlaklı, dindar, ırkına bağlı ve kimseyle işi olmayan "melekleştirilmiş" bir masumun ırkçılığa maruz kalması olarak yazmamış. Bu bence alkışlanması gereken bir nokta. Yahudilere zulmeden Rus toplumunun da zulüm gören bir toplum olduğunun altını çizmek gerekir. Yani acı çeken, gücünün yettiğine acı çektirmektedir. Zulüm zulmü doğurur. Yakov makus talihi sebebiyle bir Yahudi köyünde tamircilik yapan, eğitim görmemiş ama öğrenme isteğini kaybetmemiş, anne ve babasını küçükken malum saldırılarda kaybetmiş ve eşi tarafından terk edilmiş 30'larında bir adam. Fakirliğin başka bir boyut kazandığı köyde tamircilikten para dahi kazanamamakta, herkes gibi sersefil bir hayat sürmektedir. Fakat kaderine boyun eğen bir insan değildir, inançlı ise hiç değildir. Yüzüne bir kez dahi bakmayan bir tanrıyla işi yoktur, akılcı ve meraklıdır. Bazen parasını biriktirerek satın aldığı, bazense çaldığı Spinoza kitaplarını okuyarak aklını geliştirmeye çalışır. Fakat kandan kaçış yoktur. Bir gün, içinde yaşayan tüm Yahudilerin ruhsal ve fiziksel olarak çürüyüp ölmekte olduğu bu köyden çıkmaya karar verir. Tasını tarağını toplayıp Kiev'e gidecek, hayatını riske atarak kendine bir yaşam kurmaya çalışacaktır. Köyden ayrılırken kayınpederi "Yel değirmenlerine kadar seninle geleyim" der. Ama Don Quijote bir kitap karakteridir ve gerçek hayatta kaçamayacağınız olgular vardır. Yaşamasının yasak olduğu topraklarda şansının bir nebze yaver gitmesiyle sahte bir kimlikle bir iş bulur ve orada yaşamaya başlar kaçak bir şekilde. Bu dönemde 12 yaşında bir Rus çocuğunun cinayete kurban gitmesi şehri çalkalar. Böyle canice bir cinayeti tabii ki bir Rus işlemiş olamazdır, tek şüpheli Yahudilerdir. Olayların gelişmesiyle bir şekilde cinayet Yakov'un üstüne yıkılır ve hapse atılır. Yakov'un fail olması herkesin işine gelir. Bu, öfkeli Rus halkının gazını alacak ve dosyayı kapatacaktır. Fakat her şey bir kumpas olduğu için duruşma başlatılamaz, delil toplama süreci olabildiğince uzatılır ve bu süreci tecritte geçirir Yakov. Türlü işkencelere ve yoksunluklara maruz bırakılır. Sorgularda kendinden bahsederken inançsız bir insan olduğunu söylemesi "kendini aklamaya çalışıyor" olarak görülür Rus savcı tarafından. Kimliğinden, kim ve ne olduğundan kaçamaz. Bürokrasinin o acımasız basamakları altında ezilir, çiğnenir. Yakov'un hücrede geçirdiği yılların, yaşadıklarının ve psikolojisinin tasvirleri bu türde çokça kitap okumuş biri olarak beni uzun süre unutamayacağım şekilde etkiledi. Bu kitap bir gerçekliğin, insanlığın öyküsüdür. Gerçek yüzümüzün, yargılarımızın öyküsüdür. Okunmasını şiddetle tavsiye ederim

TamirciBernard Malamud · Kafka Kitap · 20131,163 okunma

··

273 görüntüleme

SonAy

@ponnik ·

24 Mayıs 2021 20:31

Alalım :)

3 önceki yanıtı göster

Samet Taşdemir

@samettasdemir ·

24 Mayıs 2021 21:00

Evet şu an satışta ama bir süredir yoktu. Yakın zamanda Amazon'dan aldım ben de 🥳

3 sonraki yanıtı göster

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.