Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Necib Mahfuz'un 1959-1967 yılları sembolik dönemi olarak adlandırılır. Dilenci isimli romanını da bu dönem içinde yazmış, 1965 yılında yayımlanmış, beşinci sembolik romanı. Gençlik ve öğrencilik yılları beraber geçen dört arkadaştan Osman Halil; arkadaşlarıyla kalkıştıklar bir eylem sonucunda yakalanmış, arkadaşlarını ele vermemiş, yirmi sene hapis yatmıştır. Yirmi yılın sonunda kalan üç arkadaştan Ömer; başarılı bir bir avukat, Mustafa; radyoya ve tiyatroya oyunlar yazan meşhur bir yazar, bir diğer arkadaşları doktor olmuştur. Osman'ın hapisten çıkış günü yaklaştıkça sorumluluk ve vicdani rahatsızlık hisseden Ömer'in ruhsal bunalımıyla başlıyor kitap. Roman; orta yaşlı, zayıf karakterli ve karakterinin zayıflığından dolayı yaşadığı olumsuzluklar sonucunda ruhsal bir çöküntü yaşayan adamın kendini ve hayatını sorgulaması esnasında çevresinde gelişen olayları ele alıyor. Kitap on dokuz bölüm şeklinde yazılmış, hacimsel olarak küçük bir eser. Ömer'in ruhsal bunalımından kurtulma çabasına şahit oluyoruz kitabın başından sonuna kadar. Birkaç konu, birkaç belirli alan ve kişilerle yazılmış olmasına rağmen sembolik bir roman olduğu için birçok farklı konuya da erişilebiliyor. Ana karakter Ömer'in karısı Zeynep; kitapta geleneksel değerleri, kızı Buseyne; toplumun çağdaş yönünü, (Necib Mahfuz'un Mısırlı kadınların gelecekte kavuşmasını istediği muasır medeniyete ulaşmış halini yansıtıyor.) arkadaşı Mustafa; yeni oluşumu ve rahatı çabuk benimsemiş fırsatçı grubu, Osman Halil ise hayatlar pahasına sarfedilen çabayı sembolize ederken Ömer; zayıf karakter ve inançtan yoksunluğun simgesi kitapta. Necib Mahfuz'un devrimden sonra gelinen seviyeden memnuniyetsizliği üzerine beş yıl kadar yazmaya küsmesi, Ömer'in şiire küskünlüğüyle anlatılmış, siyasi oluşum içindeki tutumuyla da birleşince kitap bu anlamda otobiyografik eser olarak da değerlendirilebilir var olma sebebi ve kaynağını aramasıyla varoluşsal bir eser olarak da. Ömer'in yaşadığı ruhsal işkenceyi okurken Dostoyevski'nin ruh çözümlemelerini sık hatırladım. En az bu işin ustası kadar iyi yazılmıştı o bölümler. Sartre, Camus ve Dostoyevski bir araya gelip bir seyler yazmak istese böyle bir şey çıkarmış ortaya. Anlatım tekniği olarak; iç monolog, iç çözümleme, geriye dönüş kullanılmış. Üslubu sade ve etkili. Dili de iyi kullanması, sonraki bölümde olacakları merak ettiriyor okuyucuya. Necib Mahfuz, Ömer nezdinde diğer kitaplarında olduğu gibi bütün Mısır toplumunu, siyasetini, bilim ve sanata bakış açılarını ve devrimle değişen hayatları söz konusu ediyor.
Dilenci
DilenciNecib Mahfuz · Bordo Siyah Yayınları · 2012377 okunma
·
1 artı 1'leme
·
111 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.