Gönderi

251 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Toplanın. Tepside Türk Kahvesi Pişiriyoruz...
Bilmem kaç yıl önce aldığın, aynı yere oturmaktan popo izinin çıktığı koltuğunda ayaklarını uzatmış , tuşları zorla basan televizyon kumandası ile kanallarda gezinip keyif yaparken telefonun çalıyor. Arayan yakın arkadaşlarından biri. Senin evin yakınlarındayım geleyim de sana yeni öğrendiğim bir kahve pişirme tekniği göstereyim diyor. Tamam gel diyorsun. Koltuğunda popo izinin çıkmadığı kanada oturuyor. İki laklak ediyorsunuz. Tepsi var mı diye soruyor . Var diyorsun. Fincan var mı ? Var. Türk kahvesi var mı ? Var. Ama bu soru için çok geç değil mi ? En aptal gülümsemesiyle e ne duruyorsun ? Helva yapsana diyor. Bu kötü şaka ile fazla vakit kaybetmeyin.80 ve sonrası kuşaklar için anlam ifade etmeyebilir. Alıyor tepsiyi özenle ocağın üstüne koyuyor. Fincanları da . Her fincana türk kahvelerini ve suyu pay ediyor . 10 dakika geçiyor hala karıştırıyor. 20. Dakika da fizik kurallarına gidiyor kafan. Tepsi ve cezvenin ısıllıktan uzak olduğu gerçeği beynini yiyip bitiriyor. 30. Dakika da dünyanın en pahalı Türk kahvesini içececeğini düşünüyorsun. Zira doğalgaz sayacı 40. Dakikaya kadar dönmeye devam ediyor . Tepsinin kararmaması, fincanların çatlamaması ile lise düzeyi fizik bilgilerini sorgulamaya başlıyorsun. İlk yudumu alıyorsun. Normal pişim Türk kahvesinden bir farkı yok . Son yuduma kadar da bu fikrin değişmiyor. Italo Calvino'nun bu kitabı aynı bu etkiyi yarattı. Evet farklı mı ? Farklı Değişik bir kurgu mu ? Evet. İyi bir deneme mi ? Kesinlikle. Ama damakta bıraktığı tat; Nötr. Tepside kahvede olduğu gibi. Neden ? Calvino zaten iyi bir yazar. Farklı bir sunum tekniği ile gelmesi ile mi elde etti bu başarısını ? Hayır. Çok iyi bir forvet oyuncusu kalede oynayan takım arkadaşının kırmızı kart görmesi sebebi ile kaleye geçmek zorunda kalır. Ve o gün muhteşem bir başarı gösterir ve hiç gol yemez. Taraftarı olduğun takım için hafızanda küçük bir yer ayırırsın bu güzel maç için . Ama o santrforu hep attığı gollerle hatırlarsın. Bu yüzden bu kitap için bazı noktalara dikkat çekmek gerekir. 1 ) Kesinlikle bir arkadaşınıza tavsiye etmeyin, yada hediye vermeyin. Sizin duyduğunuz heyecanı duymama oranı çok yüksek. Okuma yolculuğu esnasında denk gelinmesi yada keşfedilmesi gereken bir kitap. Akademik sorumlulukları olan kişiler zaten bir şekilde tanışacaktır. 2) okuma eyleminizi ötelemeden, 4-5 okuma gününü geçirmeden okuyun. Aşağı yukarı, yanılmıyorsam 4. Bölüm 90.sayfa civarına geldiğinizde olaylar örgüsü netlik kazanıyor. Bu ana kadar ben ne okuyorum diyebilirsiniz. 3) çoğu incelemede 10 farklı romanın yarım kalmış , yada bitmemiş halleri olarak betimleniyor. Bu sizi birbirinden bağımsız 10 farklı hikaye okuyacakmışsınız gibi bir önyargıya itebilir. Kitabın öznesi sensin. Sen bir erkek okursan sana eşlik eden bir de kadın okur var. Calvino seni tasvir ederken yanına başka bir okuru da ortak ediyor. İkinizin okuma yolculuğu esnasında gerçekleşen olaylar örgüsünün bu 10 yarım kalan eserle bir bağlantısı var. Bu ilişkiyi koparmamak kitabı anlamak konusunda fayda sağlayacak. Kitap adını bu 10 romandan sadece birinden alıyor. Kitabı bitirdiğinde ne anlam yüklemen gerektiği ise sana kalmış. 4) Uzun betimlemelere hazırlıklı ol. Sonuç olarak. Tepside pişirilen kahve içmek damağımda farklı bir tat bırakmadı. Sağda solda böyle bir kahve başka bir yerde içmedim diyebileceğim bir haz yaşamadım. Ama kitaplarda kahve gibidir. Kimisi güney Amerika kahvelerini tercih ederken kimisi Asya kahvelerini sevebilir. Bir kış gecesi eğer bir yolcu öyle bir kitap ki; pişirip tadına bakmadan sevip sevemeyeceğini bilemeyeceksin.
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu
Bir Kış Gecesi Eğer Bir YolcuItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 20222,809 okunma
·
188 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.