Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bütün cinsel aşkın temelini oluşturan, mutlak bir biçimde üretilecek olan çocuğa yönelmiş olan bu içgüdü, daha detaylı bir analiz sonucu eksiksiz bir ke sinlik kazanacaktır; bu nedenle bu noktayı atlamamamız gerekir. Her şeyden önce, erkeğin tabiatı gereği aşkta kararsızlığa, kadının ise vefakârlığa eğilimli olduğunu belirtmek gerekir. Erkeğin aşkı, tatmin olduğu andan itibaren gözle görülür bir şekilde azalma eğilimine girer; neredeyse bütün kadınlar, ona, zaten sahip olduğu kadından daha çekici gelecektir, değişikliğe özlem duymaktadır. Öte yandan, kadının aşkı o andan itibaren artmaya başlar. Türün devamlılığını ve olabildiğince büyük bir artışı hedeflemiş olan doğanın güttüğü amacın bir sonucudur bu. Bir erkek bir yıl içinde, kolaylıkla yüzden fazla çocuk sahibi olabilir öte yandan, kadın kaç erkekle birlikte olursa olsun bir yıl içinde (çoğul doğumları saymazsak) ancak bir tek çocuk dünyaya getirebilecektir. İşte bu nedenden dolayıdır ki, erkek daima başka kadınların peşinde koşarken kadın tam tersine kesin olarak tek bir erkeğe bağlı kalır zira tabiat, onu, içgüdüsel olarak ve farkında olmaksızın gelecekte doğacak çocuğu bakıp koruyacak olan erkeği elinde tutmak için çaba göstermeye zorlar. Bu yüzdendir ki, evlilikte sadakat erkek için yapay, kadın içinse doğal bir şeydir ve bu yüzden, zina, kadın açısından, doğuracağı sonuçlardan ötürü nesne olarak gayri tabii olmasından ötürü de öznel olarak, erkek açısından olduğundan daha affedilmez bir durumdur.
··
825 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.