Tek kelimeyle “çarpıcı” bir kitap! Kitabı okumadan önce yoğun bir araştırma çabasına girmiştim.Gerek ismi gerek içeriği açıkçası tereddütte bırakmıştı beni.Sonuçta felsefeye çok ilgi duyan bir okur değildim ve yeteri kadar felsefi okuma yapmadığımı düşündüğüm için tereddütlerim oldu lakin gerek incelemeler gerek okur arkadaşlar şiddetle önerince okuma listemde öne çektim.İyi ki de öyle yapmışım. Kitaba gelince öncelikle hiç beklemediğim bir şekilde inanılmaz bir akıcılıkla karşılaştım.İlk 150 sayfa bittiğinde soluk soluğa kalmış gibi hissettim kendimi ve öyle de devam etti.Sınırlı mekan ve kişilerle böyle bir akıcılık yakalamak gerçekten Yazarın marifeti.Akıcılığı konusunda şüphesi olan arkadaşlar hiç düşünmesin.Hayatımda okuduğum en akıcı romanlardan biri oldu. Yer Viyana.Sene 1882.Hava soğuk ve birden o atmosferin içinde harika bir kurgu başlıyor ve sizi adeta içine çekiyor.Ümitsizlik,varoluş,zaman,yaşlanma,ölüm,tıp,felsefe,psikoloji,bilim ve daha fazlası.Bu kitapta nerdeyse yok yok.Bu konular üzerinden harika diyaloglar, cümleler, metaforlar... İçerikle ilgili detaylı bilgiler vermeyi pek seven biri değilim.Zaten yaptığım alıntılar yeterli diye düşünüyorum :) Bence kitabın büyüsü okuyanla birlikte kifayet kazanmalı.Keşke daha önce okusaydım demiyorum.Tam tersine iyi ki şimdi okumuşum yoksa hakkını veremezdim bu kadar.Kitabı okumaya hazır hissettikten sonra Kesinlikle herkese öneriyorum.Bu kitaptan almamız gereken oldukça çok ders var.Mutlaka okumalısınız! Ve sözlerimi Şu alıntıyla bitirmek istiyorum. “Hiçbir şey her şey demektir.Güçlenmek istiyorsan önce köklerini hiçliğin derinlerine gömmeli ve en yalnız yalnızlığınla yüz yüze gelmeyi öğrenmelisin.”

Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,6bin okunma

··

1.919 görüntüleme

Violet⠀ོ

@ancora_imparo ·

09 Haziran 2021 10:31

👏🏻👏🏻👏🏻

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ahmet