Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

413 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
SİMYACI ÖLÜMSÜZ NİCHOLAS FLAMEL’İN SIRLARI YORUM
Rastgele kitaplara bakarken dikkatimi çekmişti bu kitap. Daha önce kimsede ne gördüm ne de duydum. İş bankası kültür yayınlarından çıkmış olması ise daha da cezbetti beni. Çünkü bu yayınevinin daha önce fantastik bir kitap bastığını hiç görmemiştim. Neyse, özün sözü nihayet kitabı okuyabildim. Çok büyük beklentilerim yoktu bu kitaba dair ama yine de hoşlanacağımı ümit ediyordum. Gerçekten de keyifli bir okuma deneyimi oldu benim için. Daha çok çocuk-genç kategorisine hitap eden bir kurgusu vardı aslında. 13-14 yaşından itibaren herkes okuyabilir. Yazarın tarzını ise Rick Riordan’a çok çok benzettim. Riordan’ın yazım tarzını ne kadar sevdiğimi anlatmama gerek yoktur sanırım. O yüzden bu yazarı okumak ekstra hoşuma gitti diyebilirim. Birkaç kişi Harry Potter serisine çok benziyor demiş ama bence alakası bile yok, sadece hitap ettiği yaş grubu benzer, onun dışında hiçbir ortak yön bulamadım ben. Kitap hakkında söylemek istediğim şeylerden birisi ise büyü, fantezi, mitoloji, efsane ve daha birçok şeyi harmanlayıp orijinal bir yazım tarzı kullanılarak oluşturulan herkesin keyif alabileceği bir kitap olduğudur. Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse Spohie ve Josh isimli ikizlerin ölümsüz olan Nicholas Flamel ve eşi Perenelle Flamel ile olan maceralarına tanıklık ediyoruz. Bir de kötü karakterimiz Dr. John Dee var elbette. Josh ve Sophie 15 yaşında iki kardeş. Kendilerine araba satın almak uğruna yaz tatillerini bir yerlerde çalışarak geçirmeye karar veriyorlar. Sophie bir kahve dükkanında, Josh ise Sophie’nin çalıştığı yerin tam karşısında bulunan bir kitapçıda çalışmaya karar veriyor. Kitapçının sahibi de Nicholas Flamel. Tabi sahte bir rumuz kullanıyor. İlk başta her şey güzel giderken bir gün Josh, Flamel’i kitapçının içinde birkaç yaratık tarafından etrafı çevrilmiş olarak buluyor. Haliyle şaşırıyor elbette. Olaylar da buradan sonra patlak veriyor tabi. Sophie ve Josh bir şekilde bu maceraya katılınca Nicholas gerçek kimliğini açıklayıp gelen kişinin Dr. John Dee ve golemler olduğu, Dee’nin Abraham’ın kitabı ya da namı diğer Codex’i almak için buraya gelmiş olduğunu anlatıyor bir bir. İkizler ilk başta inanmak istemeseler de mecburen inanmak zorunda kalıyorlar. Konusu bu şekilde diyebilirim. Ancak içinde türlü türlü fantastik ve mitolojik öğeler barındırmakta. Mitolojik unsurlara İskandinav Tanrıları, Yggdrasill ağacı, Sfenksler ve daha birçok şey örnek verebiliriz. Fantastik unsurlarda ise vampir kurt adam gibi daha nice yaratık kitabın konusuna dahil edilmişti. Kitapta geçen unsurlardan birisi Ata Irk denilen kadim varlıklardı. Ata Irk insanlardan milyonlarca yıl önce yaşamış özel güçleri bulunan insansı canlılar olarak tanımlayabiliriz. Hatta İskandinav Tanrıları da Ata Irk olarak geçiyor kitabımızda. Ancak bir zaman sonra Abraham isimli bir büyücünün Codex’i yazması ve demir elementinin insanlarca keşfedilmesi sonucu bu tanrı olmayan tanrısal varlıkların vadesi doluyor ve uzaklara çekilmek mecburiyetinde kalıyorlar. Ancak bu durumdan hoşnut olmayan tanrısal varlıklar da var. Onlara da Karanlık Atalar deniliyordu yanılmıyorsam. Morrigan ve Bastet gibi. Dr. John Dee de Karanlık Atalar’a hizmet eden bir insan. Emeli ise Codex’i ele geçirip dünya üzerinde söz sahibi olmak. Kitabın asıl olayları bu konu üzerinde şekilleniyor. Umarım düzgünce anlatabilmişimdir. Kitap hakkındaki olumlu düşüncelerimden birisi Yüzüklerin Efendisi, Hobbit, Avalon ve Kral Arthur gibi hepimizin bildiği ve sevdiği kitaplara ve efsanelere olan yaptığı göndermelerdi. Konu olarak orijinal olmasa da yazarın konuyu işleyiş biçimi hem orijinal hem de okunasıydı. Bu yüzden de kitabı çok çok sevdim. Bir diğeri ise kitaptaki her şeyin gerçeklerden esinlenerek yazılmış oluşuydu. Kurguya eklenen tek ekstra şeyin ikizler olduğundan bahsediyor yazar. Kitabın sonunda yazarın kitabı yazma sürecini okumak da bence çok keyifliydi. Sevmediğim yönlerinden de bahsedecek olursam ilk başlarda biraz durgun başlaması ve bu durgunluğun 130. sayfalara kadar devam etmesinden dolayı biraz sıkıldım diyebilirim. Kitabın geç açılması rahatsız etmedi aslında, o sayfalar biraz daha heyecanlı yazılabilirdi diye düşünüyorum sadece. Onun dışında kitapta sevmediğim bir nokta olmadı neyse ki. Eğer okumayı düşünürseniz bir şans verin derim. Okuması keyifli, sizi yormayacak, devamını merakla bekleyeceğiniz ve en önemlisi mitolojik öğelerden hoşlanıyorsanız kesinlikle okumanız gereke bir seri. Umarım okurken en az benim kadar keyif alırsınız. Puanım:4/5
Simyacı
SimyacıMichael Scott · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2014154 okunma
·
281 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.