Gönderi

Herkes belli zamanlarda daha duygusal ve daha az mantıklı olduğu dönemler yaşar. Böyle bir zamanda normalde yapmayacağı şekilde davranır, duygusal açıdan uçlara kayar, hatalı kararlar alır, çevrenin yanlış yaptığını söylemesi umurunda bile olmaz ve hatta daha da inatla o davranışı sürdürür. Duygularının denetimine girmiş bu kişide aslında duygusal bilinç ön plana çıkmıştır. Veya diğer bir ismiyle "astral beden" aktif hale gelmiştir. Bu beden geri çekildiğinde kişi davranışlarındaki saçmalığın, aşırılığın veya zaaflarının farkına vararak "Bu ben olamam, bunu ben yapmadım." diye düşünür. Çünkü bu defa düşünsel bilinç, yani mental beden daha öne çıkarak bir mantık ve sorgulama sürecine girer. İnsan bazen gün içerisinde bile birkaç defa bu iki ayrı bilinci ve bedeni arasında gider gelir ve bir mantık-duygu çatışması arasında kalır. Mesela mantığı ön plandayken birine karşı sevgi besleyen ve ondan gerçekten hoşlanan biri, astral bedeni ön plana çıktığında aynı kişiden hoşlanmamaya başlayabilir. Doğal olarak sanki bir değil iki kişiymiş gibi hisseder. Ve bu gerçekten de öyledir. Her birimiz bildiğimiz fiziksel bedenin haricinde birkaç kişi ve bedeni taşıyoruz.
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.