Ne’nin Söz’e konu olmasıyladır ki Varlık sahnesi açılır: Ol! Açılan bu sahnede Varlık, Oluş kipinde, bu demektir ki Zamanda, dahası zaman olarak zuhur eder. Söz’ün Ne’den sonra olması gibi, onun başlattığı Oluş dahi neden sonradır. Bu gecikme ya da bu sonradanlık (hudus) geçmiş ama geçmemiş bir geçmişin, her geçmişe öncel bir geçmişin izi olarak Oluş’a damgasını daha baştan vurmuştur. Oluş (Varlık) kendi kendi ile izah edilebilir bir şey, dolayısıyla anlamı kendinden menkul bir şey olmaktan çıkmaktadır o zaman; öyle ki buradan “beri” ve “öte” fikri doğmaktadır. Sonuçta, ezeli-ve-ebedi bir şey olmaktan Varlık dönüp dolanıp Ne’ye irca olunmaktadır.