Kitabın ilk bölümlerinde yapılan Yugoslavya siyasi bilgilendirmesindeki fazla ayrıntılar ilerlemeyi yavaşlatırken; dönemi ve günden güne kızışan bölgeyi anlamak için gerekli bilgiler veriyor. Duyguları ve sorumlulukları arasında sıkışmış bir kadının çevresinde gelişen olaylarla dönem anlatılmış. Her ne kadar Nimetanin çevresinde ki olay örgüsü kurguda olsa anlatılanlar yaşananların belki de binde biri. Bahsedilen soykırım, etnik temizlik, tecavüzler, katliamlar, vahşetler kitapta oldukça az yer almış. Çok daha fazlasının yaşandığını bildiğimiz vahşetin küçük özeti bile insanı darmadağın etmeye yetiyor ama. Kitap ilerledikçe görüyoruz ki Boşnaklar aslında Müslüman olmadan öncede mezhepleri yüzünden hiç rahat bırakılmamışlar. İnsanlık nasıl oluyorda tarihi boyunca kendini ırkla, renkle, inandığı dinle o da yetmiyor mezheple sınıflandırıp; kendinden olmayanı vahşetle yok etmeye çalışıyor aklım almıyor ama durum ne Avrupa'da ne Ortadoğu'da hiç değişmiyor. Ve insanın beraber yaşadığı, güldüğü, iç içe olduğu komşusunu, arkadaşını katledebilir hale gelmesinin acı bir örneğini daha görüyoruz. Kitap bitince "dünyanın başına gelmiş en kötü şey insanken, insanın başına gelmiş en kötü şey de din" diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi.

SevdalinkaAyşe Kulin · Everest Yayınları · 202012,9bin okunma

·

324 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Seda KORKMAZ