Mühendis Lebas yapılan tüm manevraları kendi gözleriyle izliyordu. Devasa kütleyi kaldıran halatlar kopacak gibi gerilmişken, o dikilitaşın hemen altında duruyordu; birinde bile yanılmış olsaydı, düşen taş onu oracıkta öldürürdü. Zaten kişisel bir onursuzluk olarak kabul edeceğim böyle bir kazanın ardından yaşamak istemezdim, diyordu. Ama söylentilere göre, basit bir işçinin zekası olmasa, halatların kopması kaçınılmazdı; halatların uğursuz gıcırdamasını duyan bu adam onları ıslatmayı akıl etmiş, böylelikle direnci artan halatlar sürtünmenin tesiriyle alev almaktan kurtulmuştu.