“Dünyanın bana sunabileceği bütün mutluluğu tatmıştım.”
20. yy’ın başlarında, Paris’te yaşanmış, gerçek olduğu rivayet edilen gotik bir aşk hikayesini konu alıyor roman.
Yazar, kitabı karakterlerin anılarını dinleyerek yazmış aslında. Buna rağmen sanki olayı gerçekten yaşıyormuşsunuz hissiyatı veriyor. İçerisinde geçen aşk ve müziğin uyumu tam kıvamında ve sizi boğacak tarzda değil.
Başlarda anlamakta biraz zorlandım, fakat sonlara doğru olay çok ilgi çekici bir hâl aldı. Yazar zaten kitabın son sözünde anlaşılmayan ne varsa açık bir dille açıklıyor. Ve hikayenin ‘muhtemel olarak’ gerçek olduğuna değiniyor. Eğer hayalet gerçekse onunla sonsuz aşkı ve keskin illüzyon becerileri hakkında konuşmayı dilerdim. :D