Üstadın eseri düzyazı olmasına rağmen cümleler arasında kafiyeli ahenk tutturması okurken beni mest etti. Yereceği kişi ve öveceği kişi için kullandığı kelimeler onun ne kadar büyük bir edebiyat ustası olduğunu fark etmek apaydınlık dümdüz bir arazide çaresizce saklanmaya çalışan kişiyi fark etmek kadar kolaydır. Kitapta Abdülhamid Han’ın zor zamanlarda gelmesine rağmen devletin 33 yıl yıkılmaktan koruduğunu bu mükemmel üslubuyla üstat bizlere aktarmıştır. Abdülhamit Han’ın bir çok haksız iftiralara maruz kaldığını mükemmel tarifi ile bizlere anlatmıştır. Bu kitapta bir çok olaya tanık olan Tahsin Paşa, Abdülhamid Han’ın kızı ve bizatihi kendisinin hatıratlarına yer verilmiş ve değerlendirilmiştir. Kitapta bazen Abdülhamid Han’ın büyüklüğüne vurgu yapmak için Üstad Abdulaziz Han’a, Kanuni Sultan Süleyman’a ağır şekilde ithamlarda bulunmuş özellikle Kanuni Sultan Süleyman Han’a mirasyedi demiştir Bunu açıkçası kabul edemedim çünkü Kanuni sultan Süleyman babası kadar büyük başarıları olmasa da boş durmamış saltanatı boyunca at sırtından inmemiştir. Allah yolunda çalışmıştır. Kanuni Sultan Süleyman Han’a haksızlık edildiği kanısındayım. Genelde kitap bana göre bu haksız yorumlar dışında Abdülhamid Han’ın hakkını arayan soran güzide bir eser olarak kütüphanemin baş köşesinde olacaktır