Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

64 syf.
7/10 puan verdi
İnce kitapların makus bir yönü vardır. İnce oldukları için kitaplıklarda kolayca kaybolurlar. Gözden uzak olan gönülden de uzak olur. Ama öte yandan da bir kitap, ince olmasına rağmen kitap olarak kendine yer bulabilmişse engin kitap denizinde, o zaman bu eserin nasıl da kalın kitaplar arasında kendine yer bulabildiği, cezbedici bir soru işaretiyle sorulur. Alleben Öyküleri’ni okuma sebeplerimden biri bu. Sadece 64 sayfalık bir hikâye kitabından bahsediyoruz. Öte yandan, bu kitap Gaziantep edebiyatı diyebileceğimiz ve içinde
İshak
İshak
ve
Uzun Çarşının Uluları
Uzun Çarşının Uluları
’nı da barındıran bir dizinin içinde yer alıyor. Bu diziyi tamamlama niyetiyle de okudum Alleben Öyküleri’ni. Kitapta yerel ögelerin de bulunduğu dört adet hikâye mevcut. Ancak böyle deyince aklınıza geleneksel ögelerin resmedildiği egzotik soslu hikâyeler gelmesin. Anlattığı insandan anlıyorsunuz yerelliği esasen. Gerek bu ilginç karakterler olsun, gerek anlatım teknikleri olsun hacminden daha büyük bir kitap oluyor Alleben Öyküleri. Hikâyelerde beğenmediğim yönler olsa bile onları dengeleyen güzel yönler de olduğundan, genel olarak memnun eden bir okuma diyebilirim. Kitap Sitti Zeynep hikâyesi ile açılıyor. Bir çocuğun gözünden anlatılan hikâyede, akıl sağlığı pek yerinde olmayan hala Sitti Zeynep’i bir çocuğun anlayacağı kadarıyla öğreniyoruz. Önden Sitti Zeynep’in vefatını öğreniyoruz, sonra hikâye zamanda geri giderek karakteri şekillendiriyor. Şekillendiriyor dediysem de hikâyede birçok boşluk bırakılıyor aslında, bu da çocuk anlatıcı bağlamında makul bir hamle. Ama sonra nedense yazar “Ek” diye bir kısım eklemiş ve tüm hikâyeyi tekdüze anlatmış. Öyle olunca da hikâyenin tüm orijinalliği sönmüş. Olsun, eksiz düşününce iyi bir hikâye. Sonra Çete İsmail geliyor. Bence dörtlünün en iyi hikâyesi. Sokakta kravat bağlayarak para kazanan bir baba Çete İsmail. Eşinden ayrı, sekiz yaşındaki kızı Elmas ile beraber yaşıyor. Kravat bağlamaktan kazandıkları paraya ihtiyaçları yok aslında, maksatları baba-kız vakit geçiriyor olmak. Esasında Çete İsmail gazetede çalışıyor. Her şey açık edilmeden ilerleyen hikâyede babamız bir gün gönül işlerinden dolayı morali bozuk şekilde eve dönüp kızını üzüyor. Daha fazla detay vermek istemiyorum; ama enfes bir kurgu oyunu var. Anlatımdaki enerji şaşırtıcı ve hikâyeyi bambaşka bir güzelliğe büründürmüş. Kitabı okumasanız da bu hikâyeyi bir yerlerden okumanızı öneririm. Üçüncü hikâyemiz olan Şekerci Asım, dörtlünün en zayıfı gibi; çünkü gereksiz derecede hikâyeye uğraşılmış. Asım zenginmiş de, İstanbul’a gitmiş de, bir kadına âşıkmış da, ondan bir kızı varmış da, kız şarkıcı olmuş da, Antep’e gelmiş de… Tüm bu hikâyenin yanında bir de çocukların gözünden pinti bir şekerci olarak anlatılan Şekerci Asım var. Nedense genel olarak hikâye içine almıyor, yalnızca kurgu ögeleri üst üste yerleştirilmiş gibi. Diğer hikâyelerde olduğu gibi net bir maksat da yok, sadece bir kesit sunulmuş. Son hikâyemiz ise Macı Hüseyin. Benim için kitabın iki numarası. Kitapta en sıcak atmosferin oluşturulduğu hikâye bu hikâye. Hikâyenin odağında hacca gidip gelmiş; ama sinemacılığa devam eden bir Hüseyin amca var. Hacdan sonra sinemacılığa deva ettiği için Hacı Macı Hüseyin der olmuş ahali. Basit dursa da hayatın içinden hissettirmesi bakımından sıcak bir çerçeve. Bu çerçeve dahilinde Macı Hüseyin’in oğlu gibi sevdiği çırağı Mehmet Ali var. Mehmet Ali ve Hüseyin arasındaki ilişki de çok sahici, tüm bunların sinemayla alakalı muhabbetler eşliğinde veriliyor olması da hikâyeyi güçlendiren ögelerden. Özetlemek gerekirse Alleben Öyküleri içinde ilginç karakterler barındıran dört adet hikâyesiyle okunmayı hak eden bir eser. Yazarın kimi hikâyede kurgusuyla, kimi hikâyede anlatımıyla mest ediyor. Bunlardan daha da önemlisi ise hikâyelerin samimiyeti, bizdenliği. Bana öyle geliyor ki, artık edebiyatın geleceğinde böyle eserler göremeyeceğiz. Çünkü bu hikâyelere konu olan insanların nesli tükeniyor. O yüzden mevcutta bulunanları iyi muhafaza etmemiz lâzım. Ne kadar ince olurlarsa olsunlar.
Alleben Öyküleri
Alleben ÖyküleriÜlkü Tamer · Ketebe Yayınları · 2020374 okunma
·
446 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.