Hem halime bakıyorum, görüyorum ki: Ben misâfirim, uzun bir sefere sevkediliyorum. Yolum kabir, berzah ve haşir üstünden geçip ebedü'l-âbâda kadar gider.
Halbuki Kur'ân hâricinde hiçbir akıl ve hikmet ve hiçbir ilim ve felsefe o yolun zulümatını izâle edecek bir nur ve o uzun sefere zâd olacak bir rızık vermiyor. Ancak onu ışıklandıracak yalnız şems-i Kur'ân'dan iktibas edilen ziyâdır. Ve o sefere zâd olacak, yalnız hazine-i Rahmân'dır. Ve delâlet-i Kur'ân ile ahzedilen gıdadır.