Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu kitaptan beklentim açıkçası daha farklıydı. Beni bambaşka bir içerik, üslup ve anlatım karşıladı. Kitabın ilk bölümünde eserin çevirmenlerinden biri olan Tahir Alangu'nun çok hoşuma giden bir sunuşu yer alıyor. Yazar hakkında kısa bir tanıtım ve çevirinin yapıldığı döneme kadar yayınlanan/ dilimize çevrilen eserleri hakkında kısa bilgilendirmeler var. Bu sayede, yazar ve eserlerine dair bütüncül ve kapsamlı bir bakış açısı edinebiliyorsunuz. Sonrasında ise, Paul Valéry'nin Francis de Miomandre'a yazdığı mektuptan iki sayfalık kısa bir alıntı var. Arka kapakta da yazdığı gibi Valéry'nin mektubu şöyle başlıyor: "Bu efsaneler beni tüm sarhoş etti". Ve devam ediyor: "... Kızgın bir tabiatın, karmaşık bir bitkiler dünyasının, yerli büyücülüğünün, İspanyol teolojisinin nasıl da bir karışımı!". Bu karışım 8 metinden oluşuyor ve iki çevirmen (Tahir Alangu ve A. Cengiz Büker) tarafından dilimize kazandırılıyor. Kitabın ikinci kısmında ise, Büker'e ait çeviri ile yazarın Kukulkan isimli tiyatro eseri yer alıyor. Gerek çevirisi gerekse de sunuş ve önsöz kısımları ile metinlerin bir araya getirilmesi ve sunumu bakımından buram buram emek ve kalite kokan bir baskı. Başta bahsettiğim beklenti kısmına gelecek olursak. Kitabın ismi itibariyle bu kitaptan beklentim nedense daha farklıydı. Biraz daha masalsı anlatıma sahip metinler gibi hayal etmiştim. Ama karşıma buram buram edebiyat kokan, çok katmanlı, yoğun bir anlatıma sahip metinler çıktı. Alangu sunuş kısmında bu durumu şöyle açıklıyor: "Onun ilk eseri, Guatemala Efsaneleri (Leyendas de Guatemala, 1930), 1923-1926 arasında hazırladığı doktora tezine dayanıyor. Bilimsel malzemeyi sanat yoluna başarı ile aktarıyor". Bu öyle bir sanat ki, yazarın diliyle kavrulup savruluyorsunuz. "Kızgın bir tabiatın" içerisinde söz sanatları ile sarmalanıp Maya kültürüne tanıklık ediyorsunuz. Kimi zaman kısa kısa cümleler ile ritmi değişen bu metinde doğa ve insanın bir araya gelme savaşına eşlik ediyorsunuz. Kimi zaman bir kuş sesi ile Maya kültürünün mekansal algısını kazanıyor, kimi zaman da tanrısal bir ses ile irkilip bugüne, şimdiye dönüveriyorsunuz. Ancak bütün bunlar olurken sanmayın ki kolay bir dil ve okuma süreci sizleri bekliyor. Aksine üstüne durup düşünmeyi gerektiren satırlar bunlar. Her ne kadar bir kısmını anlamış olsam da hala bazı noktaları kaçırmış olabileceğimi de düşünüyorum açıkça konuşmak gerekirse. Çünkü bu anlatım öyle kolayca sindirilebilecek türden değil. Okuyup geçeyim derseniz evet belki hızla okunabilir; ama sonuç olarak bu neydi ben ne okudum diyebilirsiniz (bkz. Hayvan Çiftliği de hayvanlardan bahsediyor yav demek). Bu kitap ileriki dönemlerde bir ikinci okumayı hak ediyor. Biraz da üstüne okuyup araştırmayı. Yazarla ilk tanışmam için böyle bir girişimde bulunmadım. Genelde de bir ön araştırma yapmam. Varsa önsöz sunuş okumayı tercih ederim her zaman. Sonrasında bakmayı daha çok seviyorum. Bu nedenle, bu kitap hakkında bunca şey yazma gereği duydum. Ve umarım sizler de severek okur, bana fikirlerinizi yazarsınız. Böylece yazarı anlamaya bir adım daha yaklaşmış olabiliriz. Asturias'ın neden bu kadar önemli bir yazar olduğunu bu kitap ile ucundan da olsa anlama fırsatım oldu. Sırada diğer kitapları var. Herkese iyi okumalar!
Guatemala Efsaneleri
Guatemala EfsaneleriMiguel Angel Asturias · Yordam Edebiyat · 2016112 okunma
·
393 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.