Aziz Nesin, uzun zamandır tanışmak istediğim bir şahsiyetti. Çünkü bazı yazarlar vardır seveceğini hissedersin, düşünürsün, istersin işte bende de böyle bir his veya istek vardı, sevecektim, biliyordum, sevmeliydim...
Evet, sevmeliydim. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovdukları yetti artık. Doğru söyleyenleri sevmeliyiz çünkü sadece "dost" olan acı söyler.
Aziz Nesin bizim dostumuz ülkemizin dostu çünkü o hep doğruları söyledi, evirmeden, çevirmeden, gevelemeden, çarpıtmadan.
Zübük kitabında da bunu söyledi (yazdı) Türkiye'nin durumunu, milletimizin durumunu, siyasetimizin durumunu....
Hem de bunu mükemmel bir kurguyla ve mizahla yoğurarak yaptı. Sizlere şunu da söylemem gerekiyor ki; kitapta geçen bazı olayları düşünmeden okuyup geçerseniz şanslısınızdır, çünkü gülersiniz muhtemelen, ama düşünürseniz o zaman ağlayabilirsiniz, çünkü anlarsınız ki ağlanacak halimize gülüyormuşuz.
Ama asıl mesele şu ki 60 sene önceki zübüklüğü hâlâ yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. İşte buna bir müddet ağlamak gerekir hem de salya sümük. Akılsız başın cezasını bu defa da gözler çeksin. Ya da keşke sadece gözler çekseydi.
Aziz Nesin'in dediği gibi;
"Bizim başımıza her ne kötülük gelmişse bilgisizlikten gelmiştir. Biz bilgisizlikten çok çektik, daha da çekmekteyiz."