Paralar otomatik makineden akıyor. Çarklar dönüyor evraklar mühürleniyor parmaklar otomatik olarak düğmelere klavyelere uzanıyor yekpare zaman kıyım kıyım kıyılıyor insanlar esniyor lar saate bakıyorlar. Müezzin minareye dahi çıkmıyor minare bir aksesuar oldu. Az sonra zil mi çalacak ezan mı okunacak? Fark etmiyor. İnsanlar otomatik olarak gökdelenin bol durumundaki rutubet kokulu mescide yöneliyor.
Elektriğin ulaşamadığı bir daha başına çıksın diyorum orada bir sabah ezanı dinlesem. Kesret içinde kaybolan yaralı kalbim şifa bulur mu dersiniz?
Yoksa bu derdin dermanı lokman'a mı kaldı?