Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Yarın kurşuna dizileceksin mösyö!!! Ölüm müdür insanı çaresizleştiren yoksa insan mıdır ölüm karşısında çaresizleşen? Nedir bu ölüm korkusu? Bir insanın geçmiş yaşantısındaki varoluşunda yaptığı anlamsız şeyler bir anda anlamlı ve hayatın en değerli vakiti olabilir mi ölüm korkusu karşısında? Sevdiğin kadın ile aranda duvar örülebilir mi ölüm karşısında? Bu sual karşısında Pablo’nun cevabı evet oldu. Zira sevdiği kadının gözlerinden; Pablo’ya bir şeyler ulaşırdı: bir yaşama hevesi, mutluluk, belki de cinsel bir ihtiras. Ama ölümün korkutucu duvarı karşısında bütün duyguları körelmiş, aşkı, dürtüleri, mutluluğu çöp poşetine konup hiçliğe atılmıştı Pablo için. İnfazın delirtici melodisi yavaş yavaş kendini belli ediyorken, Pablo kendi vücudunun bile kendisine ait olduğunu düşünmüyordu, onu anlamaya çalışıyor, kendisinden bağımsız hareket ettiğini düşünüp anlamlandıramıyordu, çok korkutucu değil mi? Tom karakterine gelecek olursak, Pablo bu bedbaht yoldaşı ile pek iyi anlaşamadığını itiraf etmem gerek, kendisini sevmez, asla bir ortak noktaları yoktur, fikirleri, düşünceleri, sevdikleri şeyler asla ortak bir doğruda değildir. Lakin, ölüm dostlar! Ölüm! İki zıt insanı bile ikiz kardeşe çevirebilen bir hikmete sahip! Pablo ve Tom ikilisi apansızca aynı şeyleri düşünüp, aynı hisleri yaşayıp, aynı korkuları yaşamaya, aynı yaraları vücuduna almaya, terleyip, titremeye başlamışlardı. Çünkü ikisi de silahları, mermileri, süngüleri düşünüp çıldırıyorlardı! Başka bir şey düşünemiyor, başka şeyler düşünürken bile silah seslerini duyuyorlardı. Ölüm karşısında geçmişin bir önemi var mıdır? Her şey anlamsız mıdır? Kendime şu soruyu soruyorum sevgili okurlar: öleceğiz, kefene sarılıp sonsuzluğa uğurlanacağız, o zaman nedir bu çaba? Ne diye okul okuyup mülakatlara giriyoruz? Ne diye sabahlara kadar çalışıp sınavlara gireriz? Ah bunları düşündükçe boğuluyordum. Anlamsız, absürt her şey anlamsız! Hayat, aile, mutluluk kelimeleri tek başınayken kulağa güzel geliyorken, en sona ölümü getirince her şey sıfırlanıyordu, o zaman nedir bu anlam arayışı? Belki de hayat, ölüm olduğu için değerliydi, sınırı olduğu için paha biçilmezdi! Dikkatimi çeken birkaç bir şeyden daha bahsedecek olursam o da şudur: Belçikalı bir tane doktor var, hüküm giymişler ile sohbet etmek için, sağlıklarını kontrol etmek için gelmiş bir tane doktor. Paul, Tom, Juan ve doktor arasında bir duvar olduğunu düşünüyorum, çünkü doktor özgür, işi bitince evine gidecek, kafa rahatlığına sahip, lakin hükümlüler ise çaresiz, tutsak, kafalarında cam kırıkları var, düşündükçe yok olup canları yanıyor, ölüm düşüncesi ile titreyip, terliyorlar. Duvar; doktor, özgürler, gardiyanlar ve tutsaklar, ezilenler, korkanlar, çaresizler, hükümlüler arasında görünmez bir duvardır.
Duvar
DuvarJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 20183,495 okunma
··
1.518 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.