"Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında
Yekpare bir anın
Parçalanmaz akışında"
Bu dizeleri bilmeyen pek az insan vardır ama ne mânaya geldiğini yalnızca Huzur'un sayfalarında dolaşanlar idrak edebilir zannımca. Kulağında Mahur Beste ,ellerinde bir kaç neşriyat boğaza nazır bir köşkte ; kafasında harp eden düşünceler ve kalbinde med cezir yapan duygularla zaman algısını yitirmiş Mümtaz 'ı tanımayanlar iki üç anlam ,redif ve kâfiyeden başka ne yükleyebilirler ki bu sözcüklere?
Bakmayın adının Huzur olduğuna .Huzur'a varabilmek uğruna içini kemiren sualler,suallere ayna tutan yanıtlar ,bitmeyen sorunlar,zaptedilemeyen duygular ve en nihayetinde kişinin kendi ruhuyla verdiği sesiz bir savaş kitabıdır bu kitap.Dönemin insanları sokaklarda Toplumculuk naraları savururken insan insanın cehennemidir deyip asıl derdin de dermanın da insanın kendi özünde olduğunu savunanların sesiz savaşı...
Huzursuzluğun, aşkın ,düşüncenin, mücadelenin en sesiz hâli bu roman.Ve sözcüklerin en güzel nakşedildiği.
Bazıları bunca betimlemeyi, anlamak için iki kez okunan cümleleri gereksiz görüyorlar ancak dünyadaki yanlış anlamaların, nezaketsizliğin ve belkide direkt bütün olarak iletişimin en büyük sorunu değilimidir bu?Kelimelerin tesirini küçümseyip ,dili doğru kullanmamak ve hatta kelime dağarcığını genişletmek yerine kelimeleri dar ağacına asmak...
Bu kitap için önyargı besleyenlere söylemeliyimki salt öğreneceğiniz yeni sözcükler için bile okunmaya değer gerçek bir"Şair Romanı". Bu arada kitabın yavaş okunması romanın sıkıcı olmasıyla değil okurun sindirme hızıyla orantılı bir durum ;)
" En iyisi düşünmemekti
Kaçmaktı,kendi içime kaçmak
Fakat bir içim var mıydı?
Ben var mıydım"
|
Bazı incelemeler incelemesi yapılan kitabın okuyacaklarım listesine eklenmesine vesile oluyor bu inceleme tam olarak öyle oldu.En yakın tarihte okuyacağım