Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

94 syf.
·
Puan vermedi
·
17 saatte okudu
Gustave Flaubert bu kitabı 17 yaşında yazmış. Yarı otobiyografik bir eser. Flaubert, çocukluğunda sevgisiz büyüdüğünü hissettirdi "bir delinin anıları" dediği eserinde. Ailesinden ve çevresinden kopuk olduğunu belli etti. Dalıp gittiği hayallerindeki yaşamın gerçek yaşamdan daha keyif verdiğini de yansıttı. İçten bir şekilde yazmaya çalışmış. Çevresine o dönemin asilzade olarak yaşayan insanlarına kin ve nefreti olan bir adam.Yaşama dair çoğu kişinin itiraf etmekte zorlanacağı şeyleri gayet rahat bir şekilde sunmuş. Gustave mar­jinal, Gustave tatminsiz, Gustave hayal dünyasında yaşıyor, Gus­tave aşık oluyor, Gustave kahramanlık hikayeleri düşlüyor: Gustave, olmaya çalışıyor. Ben çok beğenmedim doğrusu. Ama 17 yaşında bir insanın bu kadar mükemmel benzetmeler ve eleştirmeler yapması beni şaşırttı.Gustave Flaubert ile tanıştığım ilk kitabı ve okuduğum için pişman olmadım. Büyük beklentileri içinde olmadan farklı tarzda bir kitap okuyabilirsiniz. İyi okumalar dilerim. Bundan sonrası yazarın hayatıyla ilgili kendime notlar... Gustava Flaubert Modern romanın temsilcilerinden olan Gustave Flaubert 1831 yılında Fransa’nın Rouen kentinde  doğdu. Bir cerrahın oğlu olarak dünyaya gelen yazar oldukça mutlu bir çocukluk geçirdi.  Okul çağına geldiğinde kendindeki yeteneğinin farkına vardığı halde dışarıya karşı utangaç ve içe kapanık bir çocukluk ve gençlik geçirdi. 9 yaşına geldiğinde tiyatro oyunları yazmaya başladı. Rouen Jimnazyumu'na 8 yıl gitti. Gustave Flaubert çocukluk yıllarında tembel ve alaycı biri olduğu ile anılmış olsa da bir anda kendini büyük bir çalışmaya verdi.  Hayatı boyunca yaşadığı aşağılık kompleksine karşı mükemmel bir öğrenci olarak anıldı. Edebiyat ve tarih derslerine büyük ilgi duyuyordu. İlk olarak denemelerini okul dergisinde yaptı. Lise bittikten sonra hukuk alanını seçti. Bu dönemde ilk sara krizini geçirdi ve dinlenmek için okulunu bıraktı. Paris’ten ayrılarak Croisset’ye yerleşerek kendisini sadece yazmaya verdi.  Ruh yapısı gereğince meslek ve evliliğe hep yüz çevirdi. Bunların yerine sanata sığındı ve daha çok bağlandı.  Croiset’de yer alan evinde tüm zamanını geçiren Gustave Flaubert arka arkaya babasını ve kız kardeşini kaybetti. Kendini daha fazla çalışmaya verdi. Bu dönemde çok fazla ülke gezdi. Gustave Flaubert için yazdığı Aday isimli oyununun başarısızlığı hayal kırıklığı oldu. Bu başarısızlığından sonra daha büyük hırs ile diğer yazıları üzerinde çalışmaya başladı. Neredeyse gününün tamamını yazmakla geçiriyordu. Tamamlanması 5 yıl süren Madame Bovary kitabını tamamladı ve Revue de Paris dergisinde yayınlamaya başladı. Yayınlandıktan sonra Gustave Flaubert Madam Bovary ile ilgili olarak gelenek ve ahlak kurallarına aykırı bulunan kitabı için adaletin önüne çıkarıldı. Davadan sonra kitabı hak ettiği gördü ve kendisinin ölümünden sonra Fransız Edebiyatındaki yeri anlaşıldı. Gustave Flaubert sanatın çıkar meselesine dayanmaması gerektiğini düşündü. Türk Edebiyatında birçok yazar Gustave Flaubert’in tarzından etkilenmiştir. Flaubert 1880 yılında geçirdiği bir felç yüzünden hayata gözlerini yumdu
Bir Delinin Anıları
Bir Delinin AnılarıGustave Flaubert · Sel Yayıncılık · 20222,099 okunma
··
993 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.