Serinin ilk kitabını yutarcasına okuyup Gülten Dayıoğlu'na hayran kalmıştım. İlk kitaptaki gizemler yavaş yavaş çözülüyor. Aklımızda hiçbir soru işareti bırakmıyor. Defne ve Burç'un Antartika kıtasında yaşadığı serüvenleri kavramak zor oldu ama 2. hatta 3.- 4.kez okunabilecek bir kitap.
Öyle ki, genetik mühendisi olmak istememe sebep oldu. Aklımın bir köşesinde yer alacak meslek seçimi yaparken. Bir gün filmini izleyebilmeyi tüm kalbimle umuyorum.
Kitap o kadar büyüleyiciydi ki bazen kitaptaki olayların gerçek olabileceğini düşünmekten kendimi alamadım. Gerçekten de Gülten Dayıoğlu nasıl böyle bir kitabı kurgulayabilmiş aklım almıyor. Sanırım bunu nlayabilmek için benim de son evrimi tamamlamam gerekiyor ; )