Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

83 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Ölümden söz eden bir kitap. Ama keşke sadece ölümden söz etseydi. Bilge Karasu'nun dünyasına girmeye çalışan herkesin başına gelebileceği gibi bu kitaplar çok rahat okunan, çok rahat anlaşılan metinler değiller. Sitemizdeki incelemelerde bazılarında çok güzel tespitler var yazarla ilgili. Hatta bir tanesi okurken anlamasam bile devam etmekten kendimi alamadım gibi bir şey söylüyordu. Bunun sebebi yazarın dili kullanma biçimi elbette. Bir öyküye dönüşmese bile yazdığı şeyler, yazma biçimi, dili çok özenli kullanma tarzı sebebiyle metine ve bu metni duymamıza sebep olan iç sesimize hakikaten kulak vermeden edemeyiz, bir şekilde sakin sakin, usul usul okunması, hatta kitap bittiğinde anlatılanları hakkıyla anlamamış olmaktan dolayı değil sadece, tekrardan bu özenli dil kullanımını, diğer kitapları okurken duymadığımız ve içimizde rengini belli eden o okuyan sesi bir kez daha duymak için başa dönmek isteği duyarız. Bu sesi duyabildiğimiz bazı yazarlar hakikaten vardır: yaşar kemal'i- ince memed 2'yi düşünerek söylüyorum, faruk duman'ı, ve bir dil nehri olan julio cortazar'ı- ki kitapta adı geçen Julio galiba Cortazar- sayabiliriz burada. Altı Ay Bir Güz, benim açımdan çok etkileyici bir meseleyi anlatıyor, ancak sadece onu anlatmıyor. Bilge Karasu'nun ölümünden sonra basılan bu kitap tamamlanmamış hissi veriyor ancak bu his bir yandan da çok doğru bir seçim de olabilir. Yazarın kanserle mücadele ederken yazdığı son eserinin de ölüm, hastalık ve bütün bunların arasında yaşamaya çalışmak ve en önemlisi hatırlamak üzerine olması elbette dikkat çekiyor. Bilge Karasu'nun edebiyat ve dil dünyası ancak o dünyaya hakikaten hâkim ve aşina olanların bilebileceği ve takip edebileceği, önceki eserlerinden belki bir çok iz bulabileceği bir dünya. Bu dünyayı çok da iyi bilmeyen bir okur olarak kitabın bir çok bölümünde ölümle ilgili bölümler, konunun doğrudan ölümle alakalı olduğu kısımlar, hatırlamaların eninde sonunda ölüyor olmak üzerine olması beni çok etkiledi, üçüncü bölüm de galiba bu anlamda kitabın zirvesiydi- son kısımda da bir kaç paragraf böyleydi. Ancak yazarın hatırlamaları sadece ölüyor olmak, hasta olmak üzerine değil elbette, ısrarla hatırlanan çocukluk- yaşlanmış ve ölmek üzere olan birisinin en uzağında ve en saf şekliyle özlediği zamanlar- yani hayatın başlangıcını özlemesi de etkileyici- buna eşcinselliğini keşfetmeye başladığı ilk zamanları da ekleyebiliriz, kitapta bu kısımlar da etkileyici bir üslupla yazılmış. Altı Ay Bir Güz, ölümü anlatan tipik bir eser değil; ölmeye doğru giden bir insanın zihninden çeşitli hatırlamalar ve hatıralar, düşüncelerle dolu metinlerin yanyana geldiği ve eksik bırakılmış- hayatı gibi- bir çalışma; bir dil çalışması, hatırlama, anımsama gayreti. Bu anlamda da bir zihin ve bilinç akışı örneği elbette. yazarın dünyasına hâkim olanların büyük keyif alacağına eminim.
Altı Ay Bir Güz
Altı Ay Bir GüzBilge Karasu · Metis Yayınları · 2018398 okunma
·
347 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.