Daha kitabın ilk sayfalarını okurken diğer kitaplardan daha farklı bir kitap okuyacağımın farkına hemen vardım. Kitap bir yazar değildi sanki bir bilim adamının elinden yazılmış gibiydi. Bu bilimkurgu türüne öncelik etmiş roman hem yazıldığı dönemin bilimsel çalışmalarından hem de anlatıcı olan Zaman Gezgininin teorilerini barındırıyordu. Bir zaman makinesi yapan Zaman Gezgini bu aleti kullanmadan önce geleceğin refah seviyesinin yüksek olduğunu bilimin çok ileri seviyede olduğunu düşünmektedir. Tıpkı benim gibi. Cidden bu kitabı okumadan önce ben de tıpkı Zaman Gezgini gibi bu insanlığın bu seviyeye kadar geldiğini düşünüp daha ilerisinde ne olacağını düşünmemiştim. Zaman Gezgini gittiği gelecekte düşüncelerinde yanıldığını farkeder. İnsanlık başta düşündüğü seviyeye ulaşır fakat daha sonra yaşam mücadelesinin olmadığı bu dönemlerde insanı insan yapan çoğu özellik körelir. Hem bedensel hem akli olarak. Zaman gezginini bu durumu şöyle ifade ediyor: "Alışkanlık ve içgüdü işe yaramaz hale gelmedikçe, doğa zekaya hiçbir zaman başvurmaz. Değişimin ve değişim gereksiminin olmadığı yerde zeka da olmaz. Ancak çok çeşitli gereksinimleri ve tehlikeleri gidermek zorunda kalan hayvanlar zekadan yararlanırlar." Gittiği gelecekte insanlığın 2 türe ayrıldığını fark eder. Bunlardan biri Elio olarak ifade ettiği küçük boyutlu, minimum ve basit cümlelerle iletişim kuran, çalışmayan, evlere bile ihtiyaç duymayan varlıklar diğeri ise kendi türüyle beslenen, yozlaşmış, karanlık ve yer altında yaşayan Morlocklar. Kitapta bu zaman diliminde yaşadığı tecrübeler ve Zaman Gezgininin teorilerinden bahseder. Bu sene okuduğum en keyifli kitaplardan biriydi.

Zaman MakinesiH. G. Wells · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202429,1bin okunma

·

52 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sümeyye Erdem