Bu dünyadan bir Balzac geçti.
-Spoıler Alert- Hayatı boyunca hiçbir zaman parasızlıktan kurtulamayan ve annesi tarafından şefkat görmediği için kendisinden yaşça büyük kadınlara aşık olan büyük bir yazar Honore de Balzac...
Balzac 8 yaşındayken yatılı bir okula verilmişti. Bu 6 yıl içinde annesi onu sadece 2 kere ziyaret etmişti. Annesi tarafından hiçbir zaman derin bir sevgi görmemişti. Bundan dolayısıyla ileriki zamanlarda Balzac annesi hakkında şöyle bir cümle söylemiştir " Benim hiçbir zaman bir annem olmadı... Benim hayatımdaki tüm kötülüklerin sebebi annemdir."
-
-
Balzac 14 yaşında iken bir gün hocasına "Her şey Tanrıdan geliyorsa kötülük nasıl olur da dünyada yer bulur" bu soruyu sorduğu için 2 günlük hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu olaydan dolayı o dönemin eğitim sisteminin ne kadar katı ve tutucu olduğunu görebiliyoruz.
-
-
Kitaba gelelim. Mösyö Grandet nasıl bir insansın öyle... Kitabı okuduğunuzda dünyanın en cimri insanıyla karşılaşacaksınız hem de zengin... Kitabı okuduğumda içimden dedim ki "mösyö grandet birine çok benziyor ama kime?" Sonradan kime benzediğini anladım. Kemal Sunal'ın başrolünde oynadığı Varyemez(1999) filmindeki Ragıp Elibol'un karakterinin Mösyö Grandet'ten esinlenildiğine yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Önce kitabı okuyun sonra filmi izleyin siz de bana hak vereceksiniz. Mösyö Grandet öyle cimri biri ki yediği yemeğin bile hesabını yapan biri yani artık gerisini siz düşünün. Kitabın ana konusu zaten isminden anlaşılacağı üzere Mösyö Grandet'in kızı olan Eugenie Grandet karakteri üzerinden şekilleniyor.
-
-
Kitap konusu basit olarak şöyle özetlenebilir ; zengin ve cimri bir babanın otoritesi altındaki genç bir kızın aşka, erdeme, sevgiye ve vicdana karşı olan tutumunu görüyoruz. Ben burada kitabın tüm konusunu anlatmayacağım sadece birkaç noktaya değinip incelemeyi bitireceğim.
-
-
Kitap Fransız İhtilali'nde geçiyor. Kitapta geçen bir karakter olan Noter Mösyö Cruchot Bonfons'un hem hakim hem de ilçenin belediye başkanı olduğunu öğreniyoruz. 1830'larda Fransa'da bir devlet yetkilisi birden fazla görevde bulunabiliyormuş.
-
-
Kitapta bitürlü anlamadığım ve içselleştiremediğim Eugenie Grandet'in kuzeni olan Charles'ın davranışları ve düşünceleriydi. Ben onu daha derin bir karakter olarak görmek isterdim şahsen ama tahminimde yanılmışım. Hikayedeki derinliği azdı, Eugenie ona aşıktı ve Charles da ona aşık olduğunu söylemişti ama aşkında dik duran kişi Eugenie Grandet oldu.
-
-
Kitabın sonunu daha iyi bekliyordum ya da biz sürekli kitapların kilit noktalarının sonlara doğru çözüldüklerine alışmışızdır. Bu yönden kitap bir roman kurgusu olarak bana başarılı geldi.
-
-
Mösyö Grandet'in bu kadar cimri bir karakter olarak oluşturulması ve cimri olmanın yanında son derece katı bir insan olması onun gerçek hayatta karşılaşılabilecek kişilerden olmadığı hissiyatını veriyor. Zengin ve cimri insanlar normalde çevrelerine karşı çok tutumlu davranırken ailelerine karşı ise son derece olması gerektiği gibi davranırlar. Ben kitap boyunca Mösyö Grandet'in yumuşayacağını düşündüm ama yine yanılmışım. Eşi kendisi yüzünden ölmesine rağmen hiçbir suçluluk duygusu bile çekmiyor. Yani kısacası Mösyö Grandet karakteri gerçekçi bir düzleme oturtulamamıştır.
-
- Kitap çok akıcı ve yazarın zengin bir karakteri böyle cimri işlemesinin altındaki en büyük nedenlerden biri de hiçbir zaman zengin olamayışı ve zengin olmak isteyişi. Ahh be Balzac keşke para sıkıntısı çekmeseydin de sürekli kitap yazan biri olsaydın. Belki parası olsaydı kitap yazmayabilirdi de bunu bilemiyoruz.
-
-
İncelemeyi burada bitiriyorum. Bu kitap hayatı boyunca parasızlıktan kurtulamayıp kendi yeteneklerini istediği alanlarda gösteremeyen tüm insanlara gelsin.
Eugenie Grandet# 
Honore de Balzac# 
Fyodor Dostoyevski
·
248 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.