Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Geçmişe ne kadar güçlü bir biçimde bağlı olduğumuzu hiç düşündünüz mü? Kendimizinkine olması da şart değil. Ayrıca bizim geçmişimiz nedir ki? Sınırları nelerdir? Tanımlanmamış özlem gibidir ama neye özlem? Asla olmayan ama yine de geçmişte kalan bir şeye, değil mi? Geçmiş sadece bizim hayal gücümüzdür ve hayal gücünün hem özleme gereksinimi vardır hem de ondan beslenir. Geçmişin, beyfendiciğim, insanlar aksini düşünse de, zamanla bir ilgisi yoktur. Üstelik zaman nedir ki? Zaman gibi bir şey takvimlerin ve saatlerin dışında mevcut mudur? Biz kendimizi tüketiriz. İşte hepsi bundan ibaret. Etrafımızdaki her şey gibi. Yaşam enerjidir, hayatta kalmak değil, enerji tükenir. Geçmişe gelince, sürekli onu yeniden yaptığımızdan hiç gitmez. Onu, hafızamızı belirleyen, özelliklerini veren, seçimlerini dikte eden hayal gücümüz yaratır, tersi değil. Hafıza, hayal gücünüzün bir işlevinden başka bir şey değildir. Hayal gücü, gerçekten nerede yaşadığımızdan emin olabildiğimiz ve kendimizi bağlı hissetiğimiz tek yerdir. Ölmek de öyle, aynı zamanda onun içinde ölürüz. Önceden ölenlerle ve karşılığında ölmemize yardım edenlerle birlikte.
··
300 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.