Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

445 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Michel Foucault,  iktidar olgusunun  bireyler üzerindeki güç ilişkisini orta çağdan itibaren modern çağa kadar nasıl değiştiğini incelemiş. Orta çağda, toplum suçluya yapılan fiziksel azabı veya ölüm cezasını tören şeklinde meydanlarda seyrederdi. Bu törenin amacı kralın güç gösterisidir . Kral yasadır. Egemenin gücü sergileniyordu. Fakat  zamanla kaybedecek bir şeyi olmayan suçlunun son kötü sözleri ve isyanı halkta  hayranlık uyandırır. Egemenin gücü sarsılmaya başlar ve törenler azalarak yok olur. Aydınlanma çağından itibaren cezalandırma sisteminde değişim başlamıştır. Aydınlanma düşüncesi özgürlükçüdür. Ölüm cezasına karşı düşünceler desteklenmeye başlamıştır. "Özgürlükleri keşfeden Aydınlanma çağı disiplinleri de keşfetmiştir." M.Foucault Modern adalet sisteminde iktidar ölüm cezası yerine kapatma, hapsetme sistemini daha  ön planda tutar. İktidar otoritesini fiziksel azapla dayatma yerine  kontrol mekanizmasıyla psikolojik olarak baskı yapmayı tercih eder. M.Foucault buna örnek olarak; İngiliz filozof ve toplum kuramcısı Jeremy Bentham'ın 1785 yılında tasarladığı yeni bir hapishane modeli olan panoptikonu gösterir. Panoptikonun Mimari yapısında,  merkezde gözetleme kulesi, kulenin etrafında çember şeklinde hücrelerin olduğu hapishane mevcuttur. Kuleden bakınca etraftaki hücrelerin içi tamamen gözükür ama hücrede olan kişi kulede birinin olup olmadığını göremez. Gözetleniyorum korkusuyla hücredekiler davranışlarını normlara göre otonom olarak düzenler. Gardiyana ihtiyaç yoktur. Modern iktidarın kilit noktası, insanları yönetmek için kullandığı temel kaynak panoptikon mekanizmasındaki gibi gözetlenme korkusuyla öz denetimdir. Michel Foucault, gözlemler ile insanın farkındalığını,  bireyselliğini baskı altına alarak tek tip düşünceye sahip aynı şekilde hareket etmeye ve aynılaşmaya zorlandığına dikkat çeker. Buna dinamik normalleşme der. Dinamik normalleşme ile özgür irade ve düşünce yok edilerek mekanik bir toplum oluşturulmaktadır. Disipline edici iktidar, bireyin normları içselleştirmesini sağlar, iktidar görünür değildir, bilimsel bilgiden güç alarak, söylemlerle normlar oluşturur. Yeni bir iktidar biçimi ve psikoloji,  psikiyatri,  sosyoloji gibi yeni bir bilgi çeşidi ortaya çıkmıştır. İktidar denetimle bilgiyi elinde tutar. İktidar ve bilgi içiçe geçmiştir. Panoptikon ilk önce bireyin kendi içinde daha sonra dahil olduğu toplumun içindedir. M.Foucault'a göre, hapishane gibi diğer kamu kuruluşlarında; fabrika, hastane, ordu  sayesinde bireyler yalnızlaştırılarak zaman ve mekân çizelgesi tutulur. Bedeni ve zamanı bu şekilde kontrol altına alınır. Beden iktidarın bir nesnesi olur. Böylece itaatkar ve toplumun normatif yapısına uygun hâle getirilir. Bedene uygulanan şiddet sisteminden yıllar içerisinde insanın zihnine yönelen, görünmeden sinsice işleyen, disipline edici iktidar ortaya çıkmıştır. M.Foucault  bu çalışmayı, en sevdiği düşünür Nietzsche 'nin  kullandığı soykütük yönteminden esinlenerek yapmıştır. Foucault'a göre soykütük bir anlamda özgürlüğün koşuludur. Aydınlanma çağından sonra avrupada tarihi büyük bir gelişim olarak sunmak yaygınlaştı. Soykütük yöntemi bu söyleme karşı çıkar. Tarih yükselen bir çizgi değildir,  kopukluklara sahiptir. Bu sebeple hapishane sistemine geçişin bir gelişim olarak kabul etmez. Hapishane sadece iktidarın görünen bir  yüzüdür. İnsan söylem kalıpları içinde düşündüğü için normları doğal karşılar. Oysa söylemler ve normlar tarihsel olduğu için doğal değildir. Eğer tarihte daha farklı olaylar söylemler ve normlar olsaydı bugün daha farklı sistemler ortaya çıkardı hapishane ceza sistemi normal kabul edilmezdi. Herşey tarihsel olduğuna göre, herşey başka bir şeyle ilişkili olduğuna göre iktidar söylemlerinin doğal ve zorunlu olmadığını görebilirsek,  herşeyi değiştirir, alternatif söylemlerde başarılı olabiliriz. Hapishane sisteminin suçluluk oranında azalma yapmadığını, suç ve suçlu sayısı sabit kalmakta daha da kötüsü artmaktadır fikrini savunur. "Modern iktidar büyük gözaltıdır. " M.Foucault Keyifli okumalar dilerim..
Hapishanenin Doğuşu
Hapishanenin DoğuşuMichel Foucault · İmge Kitabevi Yayınları · 20131,126 okunma
··
3.483 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.