"Geçen de birisi anlatıyordu. Bir şey olmuş işte"Kitabı okumaya başlamadan önce kıtabın isminin "Tek Kanatlı Kuş" olması sebebiyle kitap ile ilgili bir sürü tahminlerde bulundum.
İlk tahminim; şayet benzetme yapmıyorsa gerçekten hikaye yaralı bulunan bir kuşun çevresinde geçen olay örgüsü,
İkinci tahminim; şayet mecazi ise tek kanatlı kuşların hiç bir zaman uçamayacagi için insan üzerinden kişileştirme yaptığını varsayarak yaralı bir insanın dramından bahsediyor.
Bunun gibi birden çok tahminim tutmadı. Romanı okuyunca anladım ki ismi Tek Kanatlı Bir Kuş olmasının sebebi romanda anlatılmaya çalışılan belirsizlik ve yoksunluklar için kullanılmış bir metafor. Yani "Ülkemizde yaşanan pek çok olayın anlamsızlığına, belirsizliğine ve çözümsüzlüğüne ayna tutmuş kitapta Yaşar Kemal"
Olaylar bir trende başlıyor Anadolu’nun Yokuşlu kasabasına tayini çıkan posta müdürü Remzi Bey ve bir gözü sarı bir gözü mavi kedisini peşi sıra her yere sürükleyen eşi Melek Hanım günler süren çileli bir tren yolculuğunun sonunda gidecekleri yerin yakınlarında bir yerde inerler. Lakin karşılarına çıkan herkesin suratı beş karıştır, vakit varken geri dönmelerini söyler hepsi. Halkı Yokuşlu’yu çoktan terk etmiştir ve sebebini bilen yoktur. Bildikleri, daha doğrusu bildiklerini iddia ettikleri tek şey evleri, binaları, çarşısı artık bomboş olan bu kasabanın tekinsiz, uğursuz bir yer olduğudur. Neden? Belli değil.
Şimdiye kadar 50' den fazla inceleme yaptım ve incelemelerimi okuyan arkadaşlar farkedecekler ki, kitabı okurken anlatılan olaylar değil de, olaylarin ışığında bize bahşedilen konuyu biraz araştırarak anlatmaya çalıştım. Yine bu şekilde ilerleyeceğim.
Romani okurken farkettigim anahtar kelimeler var; Korku, Kaygı, Belirsizlik ve Bilinmezlik.
Yaşar Kemal' den ilk kez okuduğum ve yazarın da son eseri olan bu kısa romanın konusunu teşkil eden bu anahtar kelimeler ile ilgili yazarımızın bir kaç diyeceği vardı elbette;
“Ben hep korkudan korktum. Korkudan çok korktum. Roman yazdığım zaman içimde bir korku istemezdim. O yüzden bu kitapta da korkuyu anlattım. Kayseri’de askerlik yaptığım kasabanın üzerinde büyük bir taş vardı ve bütün kasaba bu taşın üzerlerine düşeceğinden korkuyor, taşı üzerilerine düşmesin diye demir zincirlerle bağlıyorlardı. Madem korkuyorsunuz o zaman çekin gidin derdim. Seneler senesi bu korkuyu yazmak istedim”
Yazar peki korkuyu nasıl işlemiş romanda geçen bir kaç konuşmadan anlamaya çalışalım; önce bir kadının şu konuşması bile kitap hakkında bir kaç ip ucu veriyor;
...''gözümü bir perde örttü. uzun bir ecinni(cin) geldi karşıdan, kasabanın alanının ortasına oturdu. oturdu ki ne oturuş. ben oraya kaçtım, baktım yolunu çevirmiş. bir kuyuya düştüm, boğuluyordum, Allah bilir nasıl çıktım, hiç insan yok. kuyudan çıktım bir ormana düştüm, bu kasabada benim bildiğim hiç ağaç yok, orman nerden gelmiş. ormandan çıktım kulaklarım uğulduyor. bir baktım, kanat sesleri doldurdu göğü, şapır şapır, aman teyzem, aman teyzem bir anda sağım solum, yanım yörem bir kuş, bir kuş, duvar gibi... tıpkı duvar gibi karanlık, karanlık kuş duvarına geldim dayandım. kulağımın dibinde binlerce çığlık, kanat şapırtısı, gaga tıkırtısı... kulaklarım vınlıyor. bir adım yürüyemiyorum kuşlardan, bir adım.
üstümde kuşların ağırlığı, kanatları bir hoş, bir deli. bir korkuyorlar deli deli. bir öylesine yanıma yönüme doldular ki soluk alamıyorum. soluksuz kaldım. birden aklıma tıp etti. aklıma tıp edince aklım başıma geldi, her şeyi anladım, hiç insan yok. bu kasabanın insanları bu kuşlar. hiç insan yok. bağırıyorum, bağırıyorum sesim çıkmıyor. hüsamın sesini duydum kuşlardan. kuşlar bağırıyor hüsam gibi, hüsam kasabanın ucunda; biliyorum, kuşları yaramıyorum ki... sonra teyzeme söyleyim kendimi yitirmişim. kuşlar ne oldu? hep kuşlar uçuşuyordu.''
Biri gelse ve size bir yöre hakkında bu şekilde bilgi verse ne yapardınız ? Deli der geçerdiniz ya da " Aklını yitirmiş zavallı yoksa bu şekilde konuşmaz anlattılari ne kadar mantık dışı" vb.
Peki o civarı bilen herkes bu şekilde konuşsa ve kulaktan duyma bilgilerle size anlatsa :))
Nasıl mı şöyle;
Karı koca, ikisi iki yerden: “Ne olmuş, ne olmuş?”
“Fazla bir şey bilmiyorum ama Yokuşluya bir şey olmuş. Dağ çökmüş altında mı kalmış, bir şey mi olmuş, geçende birisi anlatıyordu. Bir şey olmuş işte. (…)“
Anahtar cümleler "Yokuşlu" ve "Geçen de birisi anlatıyordu. Bir şey olmuş işte"
Emin olun korku filminde merak eder gibi siz de merak ediyorsunuz. Eee nolmus peki ??
-- Korku :)) korku nedir azizim ?
Korku, iç veya dış dünyadan kaynaklanan bir tehlike olasılığı ya da birey tarafından tehlike olarak algılanıp yorumlanan herhangi bir durum. Korku sonucu ne başlar ? -- Kaygı
Gelin topluma endeksleyelim biraz sonra konumuzu işlemeye devam edelim.
Öyle korkular var ki toplumda nedenini bilmeyiz ama hala korkarız. Bir sebepten bir şey olmuştur ve o şey zamanla unutulmuştur, geriye o şeyin korkusu kalmıştır. Korku kulaktan kulağa yayılırsa artık inanılmış aksi iddaa edilmeyecek bir gerçeğe dönüşür. Çünkü yalanda olsa ne kadar tekrar edersen o kadar inandırıcı olur.
Korkan ve korkularının üzerine gidemeyen insanları güzel işlemiş Yaşar kemal.
İyi okumalar diliyorum